
Gen Düzenleme: Tarımda Devrim Yaratan Yeni Yöntem
Gen düzenleme, genin bir lokasyonuna yapılan moleküler müdahale ile susturulması, etkisinin artırılıp azaltılması yani mikro mutasyona tabi tutulması işlemidir. CRISPR olarak da bilinen bu yönteme “Yeni Islah Tekniği” (YIT) de denmektedir. Gen düzenleme aslında yapay bir mutasyondur. Bilindiği gibi bitki ıslahında mutasyondan yararlanarak dünyada beş bin civarında yeni çeşit tescil edilmiştir. Burada GDO’da olduğu gibi bir başka türden gen transferi söz konusu değildir. Aslında yöntem olarak kullanımı 2013 yıllarında başlamış kaşiflerine Nobel ödülü kazandırmıştır.
İlk olarak yeni bitki çeşitlerinin ıslahında kullanılırken uzun ıslah süresinin kısaltılması ile öne çıkmıştır. Dört yıl gibi kısa sürede yeni bir nohut çeşidinin geliştirilmesi (1) YIT’in tüm dünyada hızla yaygınlaşmasına neden olmuştur. Tabii ki AB dışında! AB YIT’i GDO ile aynı kategoride değerlendirirken, tarım ve bilim kamuoyu baskısı ile ayrı tutulması için yeni yönergeleri tartışmaya açmıştır. Ne var ki AB’nin bu tavrı, Türkiye gibi onun tarımsal ürün ticari partnerlerine de gen düzenlemenin artılarından yararlanma fırsatı vermemektedir (2) .
Gen düzenlenme yöntemleri tıpta uygulamaya başlamışsa da etik kaygılar nedeniyle yasaklanmıştır. Hatta genleri düzenlenmiş embriyoların iki kadına nakli sonucu doğan bebeklerin doğumundan sorumlu Çinli araştırmacı yasadışı tıbbi uygulamalar yürütmekten suçlu bulunmuş ve 3 yıl hapis cezasına çarptırılmıştır.
Faka YIT yeni bitki çeşitlerinin geliştirilmesi dışında daha birçok alanda çoktan kullanılmaya başladı. Arjantin’de bilim adamları, kas güçlerini ve hızlarını artırmak için dünyanın ilk atlarını gen düzenleme yöntemlerini kullanarak yetiştirmeyi başardılar. Salt atları hızlandırmak için tasarlanmış, kas gelişiminde rol oynayan bir gende (miyostatin) yapılan düzenleme başarılı sonuç vermiştir. Ne var ki at yarışlarında böyle bir atın yarışlara katılması uygun bulunmamış ve bilimsel başarı olmanın ötesine geçememiştir.
ABD’de ise CRISPR yöntemini kullanarak çiftlik hayvanlarında yeni genotipler geliştiren bir firma, ısıya dayanıklı düz tüyleri ısı stresinden minimum etkilenen sığır genotipleri (PRLR-SLICK) geliştirmiş ve 2022 yılında onay almıştır.
Bir İngiliz şirketi ise domuzlarda D163 geninde yaptığı düzenleme ile dünya çapında ölümcül bir hastalık olan domuz üreme ve solunum yolu sendromuna (PRRS) neden olan bir virüse karşı direnç sağlamıştır. Söz konusu domuzların ABD’de satışa sunulması onaylanmış olup, 2026’da orada piyasaya çıkması beklenmektedir.
Benzer bir hedefle, Hindistan’daki araştırmacılar bu yılın başlarında CRISPR ile düzenlenmiş ilk koyunu duyurdular. Arjantin atlarında olduğu gibi, bilim adamları kas kütlesini artırmak için koyunların miyostatin genini düzenlediler amaç, koyunları hızlandırmaktan ziyade et üretimini artırmaktı.
Kuzey Carolina Eyalet Üniversitesi’ndeki araştırmacılar, lif üretimi için odun özelliklerini geliştirmek amacıyla kavak ağaçlarında CRISPR’ı başarıyla uyguladılar. Araştırma ekibi, lignin ve diğer odunsu karbonhidratların biyosentezinde rol oynayan altı farklı geni aynı anda hedef alan karmaşık bir gen düzenleme stratejisi uyguladı. Böylece karbonhidratlarda artış sağlarken lignin içeriğinde azalma sağlandı. CRISPR ile düzenlenmiş bu genotipler endüstriyel odun işlemeyle ilişkili çevresel olumsuzlukların da önüne geçebilecek.
Gen düzenlemeden aynı zamanda tarımsal endüstride de yararlanılmaktadır. Sığır eti üreten bir firma laboratuvarında, hücrelerin bir biyoreaktörde kendi kendine gelişmesine olanak tanıyan bir teknik geliştirerek, yapay et üretim maliyetini azalttığını duyurdu (3) . Firma araştırmacıları, gen düzenleme teknolojisi CRISPR’ı kullanarak, sığır eti hücrelerini biyoreaktörün sağladığı yapay büyüme ortamına adapte olacak şekilde düzenlemiştir.
Gen düzenleme konusu AB dışında neredeyse tüm ülkelere yayılmıştır. Kenya, Nairobi’deki Kenyatta Üniversitesi’ndeki araştırmacılar, CRISPR kullanarak sorgumda geliştirdikleri asalak cadı otuna karşı dayanıklı çeşitlerin 2025 yazında tarla denemelerini gerçekleştirmiştir. Bu olay YIT’in Afrika topraklarında ilk uygulaması olmuştur.
Florida Üniversitesi araştırma grubu YIT’i kullanarak yaprak mimarisi ve gelişiminden sorumlu olduğu düşünülen şeker kamışı genlerinde düzenlemeler yaptı. Kaliforniya’da ayrıca mantarın besinsel ve duyusal özelliklerini geliştirmeyi başardılar.
Çin Tarım Bilimleri Akademisi’nde soya fasulyesinde geç çiçeklenmeyi sağlayan bir YİT uygulaması ile vejetasyon süresi uzatılmış ve böylece verim artırılmıştır.
Son yıllarda besin değeri artırılmış domatesler, kızartmaya uygun patatesler, patojenlere dirençli balık olmak üzere CRISPR ile düzenlenmiş bir seri heyecan verici tarım ürünü geliştirildi. Bu yöntemle geliştirilen çekirdeksiz kiraz, böğürtlen ve benzeri ürünler gelecek için ümit vermektedir.
AB ve ona bağımlı ülkeler dışındaki ülkelerde, hemen hemen tüm kültür bitkilerinde ve evcil hayvan ıslahında uygulanmaya başlayan bu yöntemin Türkiye’deki uygulamalarına bazı üniversitelerde başlanılmış olması sevindiricidir. Yalnız bu yöntemin uygulanmasında özel firmalarının daha talepkâr olacağı beklenmektedir.
Tarımın her kolunda uygulanan bu yöntem artık GDO ile karıştırılmamalı ve biyogüvenlik yönergeleri bir an önce çıkarılmalıdır.
Kaynakça
- https://nazimiacikgoz.wordpress.com/2025/06/27/bitki-islahinda-yeni-donem-gen-duzenleme/
- https://geneticliteracyproject.org/2025/01/24/european-farmers-concerned-about-climate-change-push-to-ground-eus-green-deal-because-of-it-restricts-crop-gene-editing/
- https://hasatturk.com.tr/2025/09/hucresel-tarim-gelecegin-gida-uretimi/