Köşe Yazısı

Üç Soru – Üç Yanıt

Geçtiğimiz günlerde açıklanan 2025-2029 Türkiye Kooperatifçilik Stratejisi ve Eylem Planı değerlendirmesini yapmak üzere, bir kuruluş üç soru paylaşarak yanıtlamamı istedi. Soruları ve verdiğim yanıtları, bir yere not etme amacıyla aşağıda paylaşıyorum:

Soru 1: Cumhurbaşkanı, kooperatiflere 3 milyar liralık kredi imkanı sağlayacaklarını ve ihracat desteklerinden kooperatiflerin de faydalanabilmesi için çalışma başlatacaklarını ifade etti. 

Bu kredinin kooperatiflere katkısı ne olur ayrıca ihracat teşvikleri kooperatifleri nasıl kalkındırır? Bununla ilgili bir planlama mevcut mu? 

Yanıt 1: Açıklanan finansal kaynağın ne kadar sürede kooperatiflere verileceği konusunda net bilgim yok. Ancak doğrudan ve yalnızca kooperatiflerin kullanacağı bir miktar olması halinde oldukça değerlidir. Ayrıca ihracat desteklerinden kooperatiflerin yararlandırılması da oldukça değerlidir. Kooperatiflerin bu tür desteklere çok ihtiyacı var. Diğer yandan gerek kredi imkanlarından ve gerekse ihracat desteklerinden yararlanma süreçlerinde kooperatiflerin halihazırda bir avantajı yoktur. Şartları taşıyan herhangi bir işletmeye benzer şekilde kooperatifler de bu finansal kaynaklardan yararlanabilmektedir.  Kooperatiflerin, hiç değilse belli bir dönem için  – örneğin 3-5 yıllık bir süre için- çerçevesi, kapsamı ve kriterleri iyi belirlenmiş destekleme programıyla desteklenmesi gerekmektedir. Bu süreç sadece finansal kaynağın kullandırılması ile sınırlı kalmamalıdır.  Başvuru ve değerlendirme süreçlerinden başlayan, programın işleyiş süreci ve programın bitiminde değerlendirme ve etki analizlerinin çok şeffaf ve iş/işletmenin gereklerine uygun şekilde yürütülmesi gerekmektedir. Böylelikle kullandırılan kamu kaynaklarının amacına ve hedeflere uygun şekilde verilmesi ve paylaşılması da sağlanmış olacaktır. Finansal sorunlara çözümler ararken kooperatiflerin şu anda yüklendiği yasal ve mali yükümlülükler gözden geçirilmelidir. Örneğin vergilendirmede bir tür tarife uygulamasıyla iş yapmayan/kazanamayan kooperatiflerden daha az vergi alınabilir. Daha fazla kazanandan kademeli olarak fazla vergi alınabilir. Benzer uygulama kooperatiflerin ödemek zorunda olduğu harç, aidat vb. gibi uygulamalarında da yapılabilir. Bu yolla kamu almadan veya borçlandırmadan kooperatiflere az da olsa finansal kaynak ve sermaye birikimi imkanı tanıyabilir.

Burada belirleyici olan desteklerin “sosyal destekleme” amacından daha fazla olmak üzere “ekonomik destekleme” şeklinde olmasıdır. Mevcut destekleme modelinde örneğin kadın kooperatiflerine yönelik desteklemeler daha çok “sosyal destekleme” nitelikli gözükmektedir. Sosyal destekler gereklidir ve anlaşılırdır. Ancak özünde işletmelerden oluşan bir sektörün destekleme modeli daha odaklı ve ölçülebilir hedeflere yönelik olmalıdır.

Soru 2: Bir de sosyal kooperatifle ilgili de yasal düzenleme yapılacağını ifade edildi. Sosyal kooperatif, Türkiye kooperatif mozaiğinde neyi değiştirecek? 

Yanıt 2: Dünyada ve haliyle Avrupa’da sosyal kooperatifçilik bir hayli gelişmiştir. Ülkemizde doğrudan sosyal kooperatifler kurulamamaktadır. Bununla beraber faaliyet alanlarına bağlı olarak kooperatifler kendilerini “kar amacı gütmeyen” dolayısıyla bir tür “sosyal kooperatif” olarak tanımlayabilmektedir. Yasal düzenlemelerimizde bazı kooperatifler bu tanımdan hareketle bazı vergi muafiyetleri sağlayabilmektedir.

Mevcut yasalarımızda kooperatifler bir şirket türüdür. Buradan hareketle herhangi bir şirketin taşıdığı mali sorumluluk ve yükümlülükleri taşımaktadır. İstisnai bazı uygulamalar dışında kooperatifler kurumlar vergisi ödemektedir.

Kooperatifler, sosyal temelli ekonomik işletmelerdir. O nedenle sosyal görevleri ve sorumlulukları vardır. Ancak mevcut koşullarda bir ekonomik işletmedir. Sosyal görevlerini yapabilmek için bile bir şirket gibi davranmak zorundadır.

Mevcut yapımızda sosyal görevlerini yürüten kooperatiflerimiz vardır. Dernekler ve vakıflar gibi doğrudan sosyal amaçlar ve hedefler doğrultusunda çalışmak isteyen kooperatifler için yasal düzenlemeler yapılarak kurulmaları ve faaliyetlerde bulunmalarının sağlanabilir. Bu yolla kurulan sosyal kooperatifler, yasal çerçevede kalmak kaydıyla hem ekonomik hem de sosyal faaliyetleri tek çatı altında/tek vergi numarası altında yerine getirebilir. Böylelikle dernek ve vakıflarda olduğu gibi sosyal kooperatiflerin ikinci bir işletme/iktisadi işletme kurmalarına gerek kalmaz. Bu durum hem iş yükünü hem de yasal uygulamalar yükünü azaltır. Kaynakların daha verimli kullanılması sağlanabilir. Özellikle vergi, harç vb. gibi uygulamalarında istisna, muafiyet veya indirimler yoluyla sosyal kooperatifler bir tür dernek gibi faaliyet gösterebilir.

Soru 3: Kooperatif modelinin yaygınlaşması ne okulda ne istihdamda bulunan ev gençleri için bir fırsat olabilir mi?

Yanıt 3: Ülkemizde çok önemli oranda gencimiz eğitim hayatında ve/veya iş hayatında gözükmemektedir. Kooperatifler bu gençler için bir sosyal ve ekonomik görevler gören yapı olabilir. Kooperatifler her bir çalışanına örneğin asgari ücret seviyesinde gelir imkanı sunmayabilir.  Az-çok gelir imkanı; sosyal, kültürel ve psikolojik pek konuya karşılık gelebilmektedir. Örneğin o genç ailesinden harçlık istemek zorunda kalmayacaktır. Kooperatif çatısı altında bir genç enerjisini, bilgi, birikim ve yeteneği belli bir faaliyete yönelterek mahalle/bölge/ülke ekonomisine ve kalkınmasına -karınca kararınca- katkı sağlayacaktır. Ayrıca kendisine benzer koşulları taşıyan kişilerle birlikte bir takım ekonomik işletme faaliyetleri içinde bulunacaktır. Kadın-erkek eşitsizliği, istihdam imkanı, barınma, gelir elde etme gibi pek çok nedenle kooperatifler başta kadınlar ve gençler olmak üzere insanlara imkanlar ve fırsatlar sunabilmektedir. “İşleyen demir pas tutmaz” atasözünde olduğu gibi az-çok çalışma ve gelir elde imkanı, birçok olumsuzluğa karşı toplumsal kalkınma, paylaşma, direnç ve dayanma imkanı sunabilecektir.

Erdem Ak
1973 yılında Balıkesir’de doğdu. İlköğrenimini aynı şehirde tamamladı. Kuleli Askeri Lisesi mezunudur. Kara Harp Okulu’ndan ayrıldı. Dokuz Eylül Üniversitesi İİBF - İşletme Bölümü mezunudur. Dokuz Eylül Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü’nde Girişimcilik Yüksek Lisans Programı’nda eğitim almıştır. Gerçekte hayat boyu öğrencidir. Özel sektörde değişik firmalar hesabına çalıştı. Çalışma konularının başında tarım ekonomisi, kırsal kalkınma ve girişimcilik gelmektedir. Özellikle tarım sektörüne yönelik yayıncılık ve danışmanlık işleri yapmaktadır. Ülkemizin tarım ve gıda gazetesi Hasat Türk’ü yayınlamaktadır. Tarım ekonomisi ve kırsal kalkınma konularında pek çok yazı ve makale yayınlamış, sunumlar yapmıştır. Son yıllarda kooperatifler ve dernekler başta olmak üzere bir takım sivil toplum kuruluşlarında ortaklık, üyelik ve yöneticilik yapmaktadır. Evli ve bir erkek çocuk babasıdır. İyi seviyede İngilizce bilmektedir.

    İlgili başlıklar

    Yorum yapın

    E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir