Köşe Yazısı

Süper Gıdalar ve Türkiye

Süper gıdalar, bazı besin değerlerinin yüksekliği ile öne çıkan ve sağlık için önemli katkılar sunduğu düşünülen gıdalara verilen genel bir isimdir. Bu yüksek besin ögeleri vitamin, mineral, antioksidan, lif ve sağlıklı yağ asitlerinden oluşur. Her ne kadar bu terim pazarlama amaçlı kullanılsa da bilimsel olarak bu gıdaların besin profilleri genel sağlığın korunmasına ve hastalık risklerinin azaltılmasına yardımcı olabilir.

2000’li yıllara  kadar kendilerinden söz edilmeyen süper gıdaların, 2030 yıllarına varıldığında yıllık %6 artışla 350 milyar dolarlık bir dünya pazar payına ulaşacağı beklentisi ilginçtir. Türkiye pazarı ise henüz milyar dolarlara ulaşmamıştır.

Süper gıdalar denildiğinde ilk olarak yüksek oranda antioksidan içerileri nedeniyle, beyin ve kalp sağlığı için faydalı Blueberry (yaban mersini); yüksek lif, protein ve bitkisel bazlı Omega-3 yağ asitleri içeren Chia Tohumu; temel amino asitleri içeren Kinova; C vitaminince zenginlik, probiyotik ve antioksidan içeren Goldenberry, C vitamini ve antioksinan özellikli Gojiberry ve B12 vitaminince zengin Spirulina gelmektedir. C vitaminince zenginlik, probiyotik ve antioksidan… Onlara “dengeli beslenmenin bir parçasıdır da diyebiliriz.  O nedenle tüm dünyada pazar değerleri artmakta. Tabii ki Türkiye’de de.  Hem de oldukça yüksek fiyatlarla. İlginçtir yüksek fiyatta olmaları ayrıca talep artışını sağlamakta.

Bu ürünlerin dünya pazarında öne çıkmasında ve pazarlanmasında ilginç uygulamalara rastlanmaktadır. Süper gıda şirketleri bunu çok iyi biliyorlar.  Sosyal medya çağında en güçlü pazarlama aracı olan ünlüleri ve fenomenleri  ellerinde tutuyorlar. Pazarlama stratejileri tüketici psikolojisinin zayıf noktalarından yararlanılıyor. Neredeyse tüm süper gıdaların egzotik bir köken hikayeleri öne çıkarılıyor. Örneğin Gojiberi Tibet keşişlerinin uzun yaşam sırrı, Chia tohumu Aztek savaşçılarının güç kaynağı ve Kinoa, İnka medeniyetinin kutsal tohumu olarak öne çıkmakta.

Albenileri ile oldukça yüksek fiyatlarla pazarlanan bu ürünlerden bazılarını, aynı görevi üslenmiş yerli bitkilerimizle karşılaştırılmaları yerinde olacaktır: 

* Altınçilek ya da İngilizce adıyla Goldenberry son yıllarda Türkiye’de mucize meyve diye pazarlanmaya başladı, kilosu 600 liraya satılıyor. Altın çilek şu üç özelliği ile öne çıkmaktadır. C vitaminince zenginlik, probiyotik ve antioksidan içeriği. 100 gram altın çilek yaklaşık 11 miligram C vitamin içerirken 100 gram Portakal 53, kırmızı biber 128 miligram C vitamini içermektedir. Yani C vitamini kaynağı olarak portakal 5 kat, kırmızı biber 12 kat daha etkili ve karlı. Antioksidan konusuna gelirsek etkinliği iki adet eriğe eşdeğer.  

* Chia Tohumu: Yüksek lif, protein ve bitkisel bazlı Omega-3 yağ asitleri içerir.

* Keten Tohumu: Chia tohumuna benzer şekilde, Omega-3 ve lif açısından zengindir. Ülkemizde yarı fiyatta.

* Kinoa: Tüm temel amino asitleri içeren nadir bir tam proteindir. Lif ve demir açısından da zengindir. Mercimek ve nohut da (kuru bakliyatlar) yüksek oranda bitkisel protein, lif ve B vitaminleri içerir. Kinoa 500 TL/kg mercimek 70, bulgur 30 TL/kg.

* C vitamini deposu Gojiberry. Kuru kilosu 950 lira! İnanılmaz! Halbuki Türkiye’nin dört bir yanında, mevsiminde taze ve ucuz nar var. Nar, Gojiberyden 15 ila 40 kat daha ucuz ve antioksidan gücüyle rekabet eder.

Türkiye’de de tıpkı dünyanın geri kalanında olduğu gibi, dengeli ve sağlıklı bir diyetin parçası olarak bu tür besinleri tüketmek genel sağlık ve refah için önemlidir.

Süper gıdaları Türkiye için değerlendirirsek;

* Dengeli Beslenmenin Parçası: Süper gıdalar tek başına mucize yaratmaz, ancak dengeli bir beslenme düzenine eklendiklerinde genel sağlığa, bağışıklık sistemini güçlendirmeye ve kronik hastalık riskini azaltmaya yardımcı olabilirler.

* Yerel Alternatifler: Türkiye’nin kendi zengin mutfağı ve doğal ürünleri içinde de pek çok “süper gıda” özelliği taşıyan ürün bulunmaktadır. Örneğin zeytinyağı, kuru bakliyatlar, yoğurt, domates, nar, lahana, brokoli gibi turpgiller, tam tahıllar, fındık, ceviz gibi yerel ve mevsiminde tüketilebilen birçok besin zaten yüksek besin değerine sahiptir. Pahalı ithal “süper gıdalar” yerine, yerel ve ulaşılabilir olanları tercih etmek ekonomik ve sürdürülebilirlik açısından daha faydalı olabilir.

* Önemli Olan Çeşitlilik: Sağlıklı bir diyetin anahtarı tek bir gıdaya odaklanmak değil, besin çeşitliliğini sağlamaktır. Türkiye’de de farklı coğrafyalarda yetişen meyve, sebze, baklagil ve yağlı tohumlarla bu çeşitlilik kolayca sağlanabilir.

Sonuç olarak;  süper gıdalar, Türkiye’de yaşayanlar için de sağlıklı bir yaşam tarzının bir parçası olabilir, ancak asıl gereklilik çeşitli, dengeli ve mümkünse yerel/mevsiminde gıdalardan oluşan bir diyet benimsemektir. İthal, pahalı “süper gıdalar” zorunlu değildir, benzer faydaları sunan pek çok yerel alternatif mevcuttur.

Prof. Dr. Nazimi Açıkgöz
Prof. Dr. (Emekli) Nazimi Açıkgöz Sinop Lisesini 1960 yılında bitiren hocamız Lisans eğitimini 1964 yılında Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesinde, doktorasını 1972 yılında Münih Teknik Üniversitesinde tamamlamıştır. 1972-1973 yılları arasında TÜBITAK ta, 1973-2009 yılında Ege Üniversitesi Ziraat Fakültesinde görev almıştır. Kendisi "TOAG92" çeltik çeşidinin ıslahçısıdır. Aynı zamanda halen kullanımda olan ve Türkiye'de bazı Üniversitelerde ders olarak da okutulmuş ilk ve tek Türkçe biyoistatistik bilgisayar paketi “TARİST”in geliştiricisidir. 1998-2004 yılları arasında kurucuları arasında olduğu Ege Üniversitesi Tohum Teknolojisi Uygulama ve Araştırma Merkezi müdürlüğünü yürütmüştür. TEMA ve TASAM Vakıfları Bilim Kurulu üyelikleri de yapan Açıkgöz tarafından veya inisiyatifi ile organize edilen onlarca bilimsel toplantıları arasında "Tarımda Bilgisayar Uygulamaları Sempozyumu" (1994-İZMİR), ve "Enerji Bitkileri ve Yeşil Yakıtlar" sempozyumu, (14-15.12.2006 İZMİR), 1. Tohumculuk Kongresi de bulunmaktadır. 1996 yılında Tarımsal Biyoteknoloji konusunda Türkiye’de ilk internet habercilik dergisi AGBİYOTEK-L LİSTSERV ile kuran Açıkgöz uzun yıllar derginin editörlüğünü de yürütmüştür. Kendisi aynı zamanda Dünya Bankasının IAASTD raporu (International Assessment of Agricultural Knowledge, Science and Technology for Development Synthesis Report 2008) yazarlarından biridir. Dördü kitap olmak üzere 200'e yakın yayını bulunan Açıkgöz, serbest bilim yazarı olarak https://nazimiacikgoz.wordpress.com portalında periyodik Türkçe yayınlarını “Gıdalarımızın Yarınları (Açlık Kapıda mı)” sayfasında yayınlanmaktadır. Türkçe yazıları Milliyet, Ticaretgazetesi, Hasattürk, Çiftlik Dergisi gibi gazete ve dergilerde köşe yazısı olarak yayınlanırken, ayrıca onlarca tarımsal portallarda yeniden yayınlanmaktadır. İngilizce yazıları ise https://www.geneticliteracyproject.org/ da yayınlandıktan sonra dünyanın değişik ülkelerinde yeniden yayınlanmaktadır. “Yaşam Bilimlerinde Söyleşiler” Youtube kanalında da beslenme ve sağlık konularını ele almaktadır.

    İlgili başlıklar

    Yorum yapın

    E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir