Kırmızı Et ve Süt Fiyatları Neden Yüksek?
Genel Durum
Şehirlerimizde insanımızın büyük bir çoğunluğu kırmızı ete ve süte aşırı fiyat yükselmesinden dolayı ulaşamıyor, Et ve Süt Kurumu’nun önünde daha ucuz fiyatla et almak için sabah karanlığında kuyruğa giriyor. Türkiye kırmızı ette havlu atmış bulunuyor. Bu konularda sayısız yazılar yazılıyor, raporlar hazırlanıyor, bilen ya da bilmeyen ya da konuları saptıranlar TV ve medyada boy gösteriyor.
Ve de çözüm için ithalata başvuruluyor.
İthalat çözüm değil! Üstelik Türk parası bu kadar değerini kayıp etmişken, bir başka deyişle döviz bu kadar yükselmişken…
Kırmızı Et ve Süt Fiyatları Neden Yüksek?
Bunun iki temel nedeni var.
Birincisi; hayvan yetiştiricisi para kazanamadığı için hayvancılığı bırakıyor. Çünkü hayvan yetiştiriciliğinde maliyet enflasyonu var. Buna bağlı olarak hayvan sayısı nüfus arışına bağlı olarak artmadığı gibi kişi başına hayvan sayısı azalıyor. Söz gelişi bundan 30 yıl önce insan başına bir koyun düşerken günümüzde 3 insana bir koyun düşüyor.
İkincisi; üretici ile tüketici arasındaki pazarlama kanalının uzun olması. Üretici ve tüketicinin örgütlenme yetersizliği var.
Kırmızı Et ve Sütte Maliyetler Neden Yüksek?
Birincisi; küçükbaş ve büyükbaş hayvanlarının besleme kaynaklarının başında gelen meralarımızın hızla azalması.
İkincisi; kırmızı et açığının artırılmasında sığır yetiştiriciliğinin öne çıkarılması.
Bu iki nedenden dolayı et ve sütün maliyetini giderek yükseliyor. Özellikle sığır yetiştiricisi mera ve çayırlarımızın yetersizliği nedeniyle ot ihtiyacını mısır ve yonca gibi yem bitkilerinden karşılamaya çalışıyor. Ancak su ve elektrik paralı.
Üstelik beside ve yetiştiricilikte fabrika yemi öne çıkarılmış durumda. Fabrika yeminin hammaddesinin nerdeyse tümü ithalata(dövize) dayalı. Dövizi denetleme olanaklı olmadığı için de et ve üretim maliyetleri giderek yükseliyor.
Araştırma sonuçlarına göre; çiftçiler, 5 puan üzerinden sorulan sorulara 4,90 puan olarak kaba ve kesif yem fiyatlarının yüksek olduğunu ve 4,77 puan olarak yeterli mera alanı bulamadıklarını ifade etmişler.
Bu iki konuyu dikkate almaksızın kim ne derse desin et ve süt fiyatlarında artışı durdurmak olası değil. Çünkü maliyetler yüksek.
Kırmızı Et ve Sütte Maliyetleri Nasıl Düşürülebilir?
Kısa, orta ve uzun dönemde olmak üzere kırmızı et ve süt maliyetleri üç aşamada düşürülebilir.
Kısa Dönemde Ne Yapılmalı?
Türkiye tarım işletmelerinin büyük bir çoğunluğu, bu kapsamda sığır yetiştiricileri de, küçük ve orta ölçekli köylü işletmelerinden oluşuyor. TÜİK verilerine göre, büyükbaş hayvancılık sektöründe faaliyet gösteren işletmelerin %83,7’sinin 20’den daha az hayvanı var.
Bu veriler ve bölgesel farklılıklar da dikkate alınarak ilk aşamada;
- 5 yılı süreyle 20’den daha az sığırı olan köylü işletmelerinin mısır ve yonca gibi yem bitkileri üretimi için, su ve elektrik parasız karşılanmalı. Süt ineklerinden doğan erkek buzağıların besi süresince kesif yem giderleri karşılanmalı.
- Koyun ve keçi yetiştiriciliği daha yüksek düzeyde desteklenmeli.
- Koyun ve keçi eti tüketimi özendirilmeli
Burada şu sorulabilir; neden koyun ve keçi üretimi öne çıkarılmalı? Çünkü mera ve çayır meralarımız kısa ve seyrek otlardan oluştuğu için sığıra uygun değil. Türkiye yarı tropik kuşakta. Yağış rejimi düzensiz ve yağış bol değil. Bu koşullar altında sığır yetiştiriciliğinin ot gereksinmesi ancak suya ve elektriğe bağlı olarak karşılanabilir. Oysa Avrupa ve ABD’de yağış rejimi düzenli olduğu için otun maliyeti çok ucuz. Neredeyse sıfır düzeyinde.
Bilinmesi gereken teknik bir konu da şu: Fabrika yemine dayalı bir besleme rejimi, hayvanları hasta yapıyor ve verimli olmuyor. Ota dayalı besleme ile bir süt ineğinden en az 5-6 buzağı alınırken, fabrika yemine dayalı bir besleme ile süt ineğinden ortalama en fazla 2-2,5 buzağı alınabilir.
Orta ve Uzun Dönemde Ne Yapılmalı?
Mera alanları yeniden kazanılmalı. Mera ağırlıklı besleme olmaksızın su ve elektriğe bağlı yem bitkisi üretimi ve fabrika yemine dayalı bir besleme rejimi ile maliyetleri aşağıya çekmek olası değil.
Ülke hayvancılığının bel kemiği olan doğal çayır ve meralarımız, 1940’lı yıllarda 44 milyon hektarla ülke topraklarımızın yarısından fazlasını kaplarken, günümüzde mera alanı dahil tüm otlakların kapladığı alan yaklaşık 14,5 milyon hektarın altına düşmüş.
Meralarımızın tarım dışı kullanıma açılmış. Üstelik doğal yem alanlarımızın bitki örtüsü, plansız, aşırı ve erken otlatmalar nedeniyle de bozulmuş ve erozyona açık alanlar haline gelmiş.
Tüketici Ucuz Ete Nasıl Erişebilir?
Üretici ile tüketici arasındaki pazarlama kanalının uzun olması. Pazarlama kanalının kısaltılması için; iki seçenek var.
Birincisi; hayvan yetiştiricilerinin ekonomik örgütlenmesi ve kesimhane kurması için kolaylaştırıcı önlemlerin alınması. Bu önlemler zamana bağlı.
İkincisi de; et ve Süt Kurumu’nun kendisine bağlı kesimhanelerin yeniden kurulması ve kesim hayvanlarını doğrudan üreticilerden alması.