AB Yeşil Mutabakatı ve Çiftçi Eylemleri
Değerli dostlar,
Avrupa Yeşil Mutabakatı, 11 Aralık 2019 tarihinde Avrupa Komisyonu tarafından duyuruldu. Yeşil mutabakat, Avrupa Yeşil Mutabakatı, Avrupa Birliği’nin 2050 yılına kadar karbon nötr bir ekonomiye geçiş yapma hedefini ve çevresel sürdürülebilirlik konularında liderlik rolünü vurguluyor.
Avrupa Yeşil Mutabakatının temel hedefleri arasında sera gazı emisyonlarının azaltılması, enerji verimliliğinin artırılması, yenilenebilir enerji kaynaklarına geçişin hızlandırılması, çevre dostu teknolojilerin teşvik edilmesi, sürdürülebilir tarım ve gıda sistemlerinin desteklenmesi, ekosistemlerin korunması ve biyolojik çeşitliliğin artırılması yer alıyor.
TARIMIN METAN SORUMLULUĞU YÜKSEK
AB’nin sera gazı emisyonlarının yüzde 10’undan tarım sektörü sorumlu tutuluyor. Bununla birlikte metan emisyonlarının yüzde 53’ünün tarımsal faaliyetlerden kaynaklandığı belirtiliyor. Tarım sektöründen kaynaklı emisyonların ise yüzde 80,7’sinin hayvancılık, yüzde 17,4’ünün gübre ve yüzde 1,2’sinin çeltik üretiminden kaynaklandığı bildiriliyor.
Bunun yanı sıra AB’deki pek çok ülkenin gündeminde hayvancılık sektörünün sebep olduğu sera gazı emisyonlarının azaltılabilmesi için yapılabilecek düzenlemeler yer alıyor. Bunlar yeşil mutabakat metnin de var ve metinde karbon nötr hedefine ulaşmak için bazı alınacak önlemler sıralanıyor. Bunlar tarımdaki pestisit kullanımının yüzde 50, gübre kullanımının yüzde 20 mikrobiyal kullanımının yüzde 50 azaltılması hedefleniyor.
ELEKTRİKLİ TRAKTÖRLER
Ayrıca organik tarım alanlarının yüzde 50’ye ulaştırılması, tüketiciler için gıda takip zinciri kurulması, gıda atıklarının yarı yarıya azaltılması, 2030 yılına kadar bir milyon şarj noktası kurularak elektrikli traktörlere geçilmesi, paketleme sistemlerinin azaltılması ve tedarik zincirinin yakın çevreye göre haritalandırılması bulunuyor.
Bunlardan en çok tepki göreni de traktörler ve gübre oldu. Traktörlerin yenilenmesi çok büyük bir maliyet getirecek ama bir şekilde bunun AB fonları ile destekleneceğini düşünüyorum. Gübre ise verim için tarımın olmazsa olması. Gübre miktarının azaltılması demek daha az verim daha az para demek.
Bir de AB tarımdaki sübvansiyon ve desteklemeleri azaltacağını ilan etti. Örneğin çiftçiler artık gübre desteği alamayacaklar.
Yine AB’li çiftçiler kendileri üretirken iklim değişikliğini dikkate aldıklarını ancak ithal gelen ürünlerin geldikleri ülkelerdeki çiftçilerin buna dikkat dikkat etmek zorunda kalmadıklarını, bu nedenle bu ülkelerde maliyetlerin daha düşük olduğunu ve rekabet şanslarını gittikçe yitirdiklerini ileri sürüyorlar.
UKRAYNA’YA VAR ÇİFTÇİYE YOK…
AB’li çiftçiler kesilen gübre sübvansiyonlarından toplanan paraların Ukrayna’ya gönderileceğini de biliyorlar. Ukrayna AB’nin başına bela oldu. Ekonomilerde yaşanan resesyonlar, düşük büyüme rakamları ve yüksek enflasyonun nedeni Amerika’nın peşine takılıp Ukrayna-Rusya savaşının devam etmesini sağlamak. Rusya’yı cezalandıracağım derken kendi vatandaşlarını cezalandırıyorlar ve bu ülkelerde aynen İsrail-Hamas savaşında da olduğu gibi kamuoyu farklı iktidarlar farklı düşünüyor. Bu politikalar devam ettiği müddetçe başka kesimlerin de isyan edeceğini tahmin etmek de zor olmasa gerek.
Bir de Trump’ın yeniden ABD başkanı olma olasılığı yüksek görünüyor. Trump’a güvenmeyen AB ülkeleri bir Avrupa ordusu kurmak istiyorlar. Bunun finansmanın da tahmin edeceğiniz gibi tarım sübvansiyonlarından karşılanma niyeti var.
BUNUN ÜZERİNE…
Bunun üzerine Ocak ayının başlarında Avrupa’da çiftçi eylemleri boy göstermeye başlıyor. Hollanda, Belçika, Fransa, Almanya, Polonya, Romanya gibi birçok ülkede yüzlerce traktör ile otobanları kesen çiftçiler, bu eylemleri ile siyasi otoriteye seslerini duyurmaya çalışıyorlar.
İş öyle boyutlara ulaştı ki, tarım bakanlarının evlerinin camlarına veya ev bahçelerine tarım makineleri ile gübre püskürtme görüntülerine de şahit olduk. 1 Şubat’ta Avrupa Birliği’nin (AB) tarım politikalarına tepki gösteren çiftçiler, bin 200 traktörle Belçika’nın başkenti Brüksel’deki Avrupa Parlamentosu binasına gelerek yolları trafiğe kapattılar.
Bizde onlar adına soruyoruz; AB’deki emisyonların sadece yüzde 4’ünden sorumlu olan tarım bu kadar gündeme geliyorlar da geriye kalan yüzde 96’sından sorumlu olan sanayi başta olmak üzere diğer sektörler neden konuşulmuyor?
Haydi siz yanıtlayın…