Köşe Yazısı

HATİCE NİNE

İliç mi? Erzincan’ın ilçesi… Nüfusu 10 bin, halkın geçim kaynağı; tarım ve küçükbaş hayvancılık, kısmen de arıcılık… Tulum peyniri ile ünlü…

Altın madeni mi? Felaket mi? Kafa mı buluyorsunuz?  Neden bahsettiğinizi anlamıyorum… Hayır, Sedat Cezayirlioğlu diye birini tanımıyorum…

Bunları bırak da 5 kişiyi tek başına darp etmiş… Yok yok, Sedat Cezayirlioğlu değil, kendisini tanımıyorum dedim ya…

Tarlasına izinsiz girdi diye darp etmiş, böyle bir gerekçe ile insan darp edilir mi? Medeniyetten nasibini almamış, insanlar konuşa konuşa anlaşır kardeşim! Bu işin sonu mahkemede biter, görür o gününü… Adalet yerini bulacak…

“Buraya çadır kurdum ben. O çadırı da bekledim. Gece, gündüz mücadele ettik. Ben bir kendim için değil teyzem. Bir kendim için etmedim. Bu, Atatürk, Türkiye’yi korumuş ya. O gibi ben milletimizin devletimizin, bu kendi şeyimizi korudum. Ben bir kendi tarlam için korumadım. Kestiler, geçtiler kızım. Kepçeyi kafamızın üstünden çevirdi çevirdi de eşim ilen, ikimiz idik. Bize baskına geldiler dediler bize kepçeciler. Kafamızın üstünden döndürdü, döndürdü ikimizin ortasından bir vurdu, böyle toprağınan bizi gömecek dedim. Şimdi bak, burada keklikler ötüşürdü kızım. Bu derelerden sular akardı, şırıl şırıl. Hayvanlarımı sulardım. Kuşların cıvıltısı, kekliklerin ötüşü kulaklarımda kaldı kızım” diye de röportaj vermiş.

Bak hele! Çadır kurmuş. Atatürk’ü örnek almış! Bir de kendim için yapmadım diyor, mücadele ettik diyor; çete başı mı ne? İftira atıyor, kepçeyi kafamızın üstünden çevirdi kepçeciler diyor, eşim de şahit diyor: Bozacının şahidi şıracı! Laf cambazlığı yapıyor; keklikler diyor, kuşlar diyor, dereler diyor… Yok yok, bu işin sonu kesinlikle mahkemede biter, görür o gününü… Adalet yerini bulacak…Adı, Hatice Kocalar. Yaşı, 75. Memleketi, Denizli’nin Tavas İlçesinin Avdan Köyü pardon Mahallesi… “5 yıla kadar hapis cezası almasına, duruşmaya polis getirilmesine, şikayetçi olan mühendislerin dinlenme taleplerinin reddedilmesine, davanın 28 Mayıs 2024’e ertelenmesine karar verilmiştir…”

Dedim ben. Adalet yerini bulacak diye. Duruşma savcısı 5 yıl az bile istedi; adam başına en az 2’şer yıl istemeliydi. Adalet yerini bulacak, göreceksiniz, adalet yerini bulacak… Görecek gününü o, görecek dünyanın kaç bucak olduğunu… 5 kişiyi darp etmek ne demek ya! Görecek, görecek gününü o, görecek… Adalet yerini bulacak…

2 yıl önce termik santral kurulmasına karar verildi, halk itiraz etti, santral ruhsatı iptal edildi. Santral ruhsatı iptal edildikten bir yıl sonra, açık kömür işletmesi için ÇED raporu almak istediler, halk itiraz etti. Açık kömür işletmesi raporu iptal edildi. Ancak, tarım arazileri Cumhurbaşkanı kararnamesi ile kamulaştırıldı. Toplam 3 bin 765 dönüm tarım arazisi… Yürütmeyi durdurma davası açıldı. Davanın sonucu beklenmedi, geçen yıl Haziran ayında ilk kepçe vuruldu.

Avdan köyü tarım arazilerinin bugünkü durumu;

Mahkeme sonucu mu? Avdan köyü hakkını aramaya devam ediyor. Bu süreçte maden sahası da genişletilir… Tarım yapılacak arazi kalmayınca, mahkeme de kararını verir artık…

“Mahkemeliğiz, yargıda mahkemem var, olmazsa sonuç gelmiyor, geldi mi Anayasa mahkemesine gideceğim, bırakmayacağım kızım. Avrupa’ya gideceğim” diyor ismini bilmediğim ama bu yolda mücadele veren, her kadını birer Hatice Kocalar olan, başka bir ninem, dudakları titreyerek…

“Ben İnsan Hakları Mahkemesine gitmekte kararlıyım ve de 160 ülkeye ilan vereceğim. Yani buradan hangi devlet kabul edecekse beni, adalet olan bir ülkeyi. Yani burada, artık bu saatten sonra burada yaşanmaz artık. Adalet yok.” diyor ismini bilmediğim ama bu yolda mücadele veren, her erkeği birer Sedat Cezayirlioğlu olan bir dedem, dudakları titreyerek…

Adalet yerini bulacak… Darp edildiğini iddia eden ve “görecek o gününü, adalet yerini bulacak” diye düşünen ya da dikkati başka bir konuya çekmeye veya milletin gözünü korkutmaya çalışan, milleti aptal yerine koyan firma yetkililerinin adaleti değil ama gerçek adalet, GERÇEK ADALET gerçekten yerini bulacak. Görecek onlar; kendini güçlü, zayıfı sahipsiz sananlar… Görecek günlerini… Mazlumun ahı yerde kalmadı, kalmaz; tarih buna hiç şahit olmadı…

Prof. Dr. Mustafa Bekmezci
1973 yılında Akşehir’de dünyaya gelen Dr. BEKMEZCİ, ilk ve ortaokul öğrenimini Akşehir’de, lise öğrenimini Kuleli Askerî Lisesinde tamamladı. 1995 yılında Kara Harp Okulu’ndan Sistem Mühendisi olarak mezun oldu. 2003 yılında Bolu Abant İzzet Baysal Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü İşletme Anabilim Dalı’nda yüksek lisans programını tamamladı. 2008 yılında Kocaeli Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Yönetim ve Organizasyon Anabilim Dalında doktora derecesi aldı. 2015 yılında doçent, 2020’de profesör olan Dr. BEKMEZCİ, halen Milli Savunma Üniversitesi Kara Harp Okulu Dekanlığı’nda görevini sürdürmektedir.

    İlgili başlıklar

    Köşe Yazısı

    Tarımda 5P!

    Türk Tarımını konuşurken, yazarken ve değerlendirirken bazı kavramlardan yararlanılmaktadır. Pazarlama, gelir dağılımı, sosyal güvenlik, destekler, ...

    Yorum yapın

    E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir