Köşe Yazısı

Çiğ Sütte Tuzlu Tat

Çiğ sütte tuzlu bir tat hissedilmesi sütte yaşanan lezzet ve koku sorunlarından sadece biridir.

Çiğ sütte tuzlu tat hissedilirse akla 2 konu gelir. Birincisi gebeliğin sonlarına doğru süt tadının hafifçe tuzlanmasıdır. Eğer sütünde tuzlu tat hissedilen inek gebeliğinin sonlarına yaklaşmışsa bu tat değişikliği normal kabul edilir.

Fakat sütünden tuzlu tat alınan inek gebeliğin sonlarında değilse, işte o zaman gerçek bir sorunla karşı karşıya olduğumuzu anlarız; mastitis.

Demek ki inek sütünde tuzlu tadın ikinci ve en önemli sebebi meme yangısıdır. Bu durumun ise indikatörü (belirteci, göstergesi) somatik hücre artışıdır.

Bilindiği gibi tuz sodyum klorürdür (NaCl). ABD Ulusal Mastitis Konseyinin (NMC) raporlarına göre sütte somatik hücre sayısı yükseldiğinde sodyum (Na) ve klor (Cl) iyonları yaklaşık 2 kat (1,6 – 1,8) artış göstermektedir.

Somatik hücre artışı meme içerisine giren mikroorganizmalarla vücudun savunma hücreleri (Leucocyt – neutrophil – Lökosit – Nötrofil) arasındaki mücadelenin şiddetini gösterir.

Özellikle gizli (subklinik) mastitiste süt dış görünüş olarak normaldir. Memede şişlik, kızarıklık, ağrı ve sıcaklık yoktur. Süt dışarıdan normal görünür. Fakat sütte bol miktarda ölmüş savunma hücresi vardır. Ölmüş savunma hücreleri ise somatik hücre sayısının yüksek olması anlamına gelir. Burada 2 önemli bakteriyi, Staphylocuccus aureus ve bazen de Mycoplasma bovis’i aklımızda tutalım.

Tabii ki gizli gizli memede yangıya yol açan bu durum meme dokusunun hasarına, giderek memenin kurumasına, memede süt yapan hücrelerin işlerini yapamaz hale gelmesine yani meme körelmesine yol açacaktır.

Mikroorganizmaların yol açabileceği sorunlar “tuzlu tat” ile sınırlı değildir.

Mikroorganizmalar da sütü çok severler. Özellikle süt şekeri (laktoz) bakterilerin üremesi için çok iyi bir ortam oluşturur. Bakteriler proteinleri yıkımlayan enzimler salarak acılaşmaya, yağları yıkımlayan enzimler salarak ise bozulma, kokuşma ve ekşimeye yol açarlar. Böylece süt kalitesi tamamen bozulmuş hale gelir.

Çiğ süt kalitesini kötü yönde etkileyen sebepler arasındaki etkenleri sıralarsak; sağım hijyeni, çevresel koşullar, barınak konforu, besleme ile ilgili sorunlar akla gelir.

Sütün sağıldıktan sonra gördüğü muamele de süt kalitesini etkiler. Örneğin kirli malzemeler, kirli kaplar, soğutma yapılmaması ya da soğutma ile ilgili aksaklıklar sağım sonrası sütte maya ve bakteri üremesi de acılaşmaya yol açabilir.

Çiğ sütte toplam bakteri sayısının yüksek olması da sağım hijyeninin ve barınağın iyi olmadığını, sağım sonrası soğutmanın yapılmadığını ya da aksadığını gösterir. Üstelik bu karşılaşılan tat bozuklukları daha sonra yapılan ısıl işlemlerle giderilemez. Doğal olarak kalitesiz sütlerden yapılan mamuller de kalitesiz olur. Raf ömürleri uzun olmaz.

Koruyucu Hekimlik

Sütte tuzlu tat veya acılaşma, bozulma, jelleşme, ekşime gibi sorunlarla karşılaştığımızda ilk iş olarak CMT (Kaliforniya Mastitis Testi) yapılmalı ya da Somatik Hücre Sayımı istenmelidir. Kaliforniya Mastitis Testi ineğin yanında yapılan, hızlı ve pratik bir testtir. Her işletmede bulundurulmalıdır. Derhal test yapılarak durum gözlenmelidir.

Önlemek için kuru sağım yapılmalı, kuru ve temiz ilkesine uyulmalı, mastitis için bilinen her türlü tedbir alınmalıdır. Meme dokusunun dayanıklılığını sağlamak için izmineraller kullanılmalıdır. Yukarıda sayılan sebepler listesi gözden geçirilerek o sebeplerin süt kalitesini kötü yönde etkilemelerine izin verilmemelidir.

Tahir S. Yavuz
Tahir S. Yavuz 1957 yılında Bursa’da doğdu. İlk ve orta öğrenimini Gemlik’te tamamlayan Yavuz, lise öğrenimini Bursa Erkek Lisesi’nde 1974 yılında tamamladı ve aynı yıl İstanbul Veteriner Fakültesi’nde öğrenimine başladı. 1979 yılında İstanbul Üniversitesi Veteriner Fakültesi’nden mezun oldu. 1983 yılı Nisan ayına kadar Bursa Hayvan Hastanesi’nde Veteriner Hekimlik, Uludağ Üniversitesi Veteriner Fakültesi’nde asistanlık yaptı. 1983-1988 yılları arasında Pınar Et’in kuruluş ve işletmesinde görev aldı. Pınar Et’te çalıştığı yıllarda tanıştığı meslektaşlarıyla 1988 yılında Ege Vet’i kurdu. 1988-1998 yılları arasında Amerikan Yemlik Tahıl Konseyi’ne danışmanlık hizmetleri verdi. Ege Vet Genel Müdürü olarak görev yaptı. Ata Fen ve Sürü Yönetimi şirketlerinin kuruluşunda yer alan Yavuz, mesleği ile ilgili olarak çok sayıda makalelerini 2009 yılında “Meslekte 30 yıl” ve 2014 yılında “Meslekte 35 yıl” kitaplarında topladı ve yayınladı. Daha sonra 12 adet kitabı yayınlandı. Mesleğiyle ilgili gazetelerde, dergilerde, internette köşe yazıları halen yayınlanmakta ve çeşitli TV programlarında bilgilerini paylaşmaktadır. Yurtiçinde ve yurtdışında birçok mesleki örgüte üye olan Yavuz, bir dönem İzmir Ticaret Odası Meclis Üyeliği yapmıştır. SETBİR Yönetim Kurulu Üyeliği görevini yürütmektedir. Yavuz, VİSAD, İZSİAD, İzmir Tarım Grubu ve TAGYAD üyeliklerini de sürdürmektedir. Yavuz, Veteriner Hekim Dr. Nuran Yavuz ile evlidir.

    İlgili başlıklar

    Köşe Yazısı

    Tarımda 5P!

    Türk Tarımını konuşurken, yazarken ve değerlendirirken bazı kavramlardan yararlanılmaktadır. Pazarlama, gelir dağılımı, sosyal güvenlik, destekler, ...

    Yorum yapın

    E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir