Köşe Yazısı

Bu Şap Çok Uzadı

Şap hastalığının SAT 1 tipi ile karşı karşıyayız ve hastalık ülkemizin en doğusundan en batısına kadar geldi. Şimdi herkesin konuştuğu konu; bu şap çok uzadı.

Şap hastalığı ihbarı mecburi hastalıklar listesindedir. Hastalık çıkan bölgeler derhal karantinaya alınır. Şap hastalığının kontrolüne ilişkin 4.02.2011 tarihli 23.836 sayılı Resmî Gazetede yayınlanan yönetmelikte yapılması gerekenler belirtilmiştir. Şap Hastalığı ile Mücadele Talimatı Madde 18’de nakillerin nasıl yapılacağından ve Madde 45 a’da taşıyıcı statüsündeki hayvanlardan söz edilmektedir.

Ülkemizde de Dünya Hayvan Hastalıkları Örgütünün (OIE) yönetmeliklerinde de şap hastalığı geçiren sığırların, klinik belirtiler tamamen geçtikten sonra bile, gırtlaklarında şap virüsünün (FMDV) 28 gün kadar daha canlı kalabileceği yazıyor.

Literatür bilgileri olarak karantinanın son vakadan sonra en az 2 ay daha sürdürülmesi, taşıyıcı izlemenin 3-6 ay hatta sığırlarda 24 ay sürdürülmesinin öneminden söz ediliyor.

Dünyada yapılan çalışmalarda faringeal sıvıda(boğazda) virüsün sığırlarda 3,5 yıl, koyunlarda 9 ay, mandalarda 5 yıl canlı kalabileceği belirtiliyor.

WOAH (World Organisation for Animal Health – Dünya Hayvan Sağlığı Örgütü) de 28 gün taşıyıcılık statüsünden söz ediyor ve PI (persistently  infected – inatçı enfekte) hayvanların %15-50 oranında olabileceği iddia ediliyor. Bu şekilde hastalığı geçirmiş ve klinik şifaya kavuşmuş hayvanların şapı bulaştırabileceği ihtimal olarak akılda tutulmalıdır.

Şapın bu denli uzaması, halen ülkemizi terk etmemiş olması bir muamma (bilmece) gibi görünse de bu duruma gerekli laboratuvar tetkikleri ile bilimsel bir yanıt bulunabilir.

Probang veya NSP (Non Structural Protein)-ELISA testleriyle bilim insanlarının ve laboratuvar uzmanlarının bu muammayı çözmek için çalışmalar yapması gerekmektedir.

Belki şu anda bu çalışmalar yapılmaktadır ve sonuçları beklenmektedir.

Şap hastalığı bu sefer hayvanlara, hayvan sahiplerine ve sektöre her zamankinden fazla zarar vermiştir. Artçı hastalıklar olan mastitis ve topallık ile zararlar, ne yazık ki, devam edecektir.

Dünya şap hastalığı haritasında eskiden A-O-Asia havuzunda yer alırken şimdi SAT (South African Territory) havuzuna da girdik.  Bundan sonra biyogüvenlik önlemlerine daha çok önem vermeliyiz.

Tahir S. Yavuz
Tahir S. Yavuz 1957 yılında Bursa’da doğdu. İlk ve orta öğrenimini Gemlik’te tamamlayan Yavuz, lise öğrenimini Bursa Erkek Lisesi’nde 1974 yılında tamamladı ve aynı yıl İstanbul Veteriner Fakültesi’nde öğrenimine başladı. 1979 yılında İstanbul Üniversitesi Veteriner Fakültesi’nden mezun oldu. 1983 yılı Nisan ayına kadar Bursa Hayvan Hastanesi’nde Veteriner Hekimlik, Uludağ Üniversitesi Veteriner Fakültesi’nde asistanlık yaptı. 1983-1988 yılları arasında Pınar Et’in kuruluş ve işletmesinde görev aldı. Pınar Et’te çalıştığı yıllarda tanıştığı meslektaşlarıyla 1988 yılında Ege Vet’i kurdu. 1988-1998 yılları arasında Amerikan Yemlik Tahıl Konseyi’ne danışmanlık hizmetleri verdi. Ege Vet Genel Müdürü olarak görev yaptı. Ata Fen ve Sürü Yönetimi şirketlerinin kuruluşunda yer alan Yavuz, mesleği ile ilgili olarak çok sayıda makalelerini 2009 yılında “Meslekte 30 yıl” ve 2014 yılında “Meslekte 35 yıl” kitaplarında topladı ve yayınladı. Daha sonra 12 adet kitabı yayınlandı. Mesleğiyle ilgili gazetelerde, dergilerde, internette köşe yazıları halen yayınlanmakta ve çeşitli TV programlarında bilgilerini paylaşmaktadır. Yurtiçinde ve yurtdışında birçok mesleki örgüte üye olan Yavuz, bir dönem İzmir Ticaret Odası Meclis Üyeliği yapmıştır. SETBİR Yönetim Kurulu Üyeliği görevini yürütmektedir. Yavuz, VİSAD, İZSİAD, İzmir Tarım Grubu ve TAGYAD üyeliklerini de sürdürmektedir. Yavuz, Veteriner Hekim Dr. Nuran Yavuz ile evlidir.

    İlgili başlıklar

    Yorum yapın

    E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir