Deprem Bölgesinde Üretimin Devamlılığı İçin Adımlar
Kırkyol Kırsalda Kalkınma Kooperatifi tarafından deprem bölgesinde bitkisel üretim ve etkilenme durumu ile yapılması gerekenler hakkında yazılı bir bilgilendirme yapıldı. Yapılan bilgilendirmede şunlar ifade edildi:
“Deprem bölgesi illeri bitkisel üretim açısından ülkemizde büyük öneme sahiptir. Birçok üründe en fazla ekim alanına ve üretim miktarına sahip olup, bu aynı zamanda illerin tarım ekonomisine ve gıda sanayisine de yansımaktadır. Deprem ile birlikte illerde bitkisel üretimde görülen üretim, girdi tedariki, mekanizasyon kullanımı ve işgücü bulma gibi sorunların ivedi olarak çözülmesi gerekmektedir;
- Bölgede, bitkisel üretim yapılan meyve – sebze bahçeleri ve tarla sınırlarının karışmış, fay kırıkları nedeniyle farklı genişlik ve derinlikte yarıklar ve tümseklerin oluşmuş, yaşanan doğal felaket toprak ve su kaynaklarının kirlenmesine de neden olmuştur. Bu olumsuzluklar yetmezmiş gibi deprem sonrası yeniden inşa edilecek yapılar için birinci sınıf tarım arazilerinin kullanılması gündeme gelmiştir. Oysaki ekili alanlar, zeytinlik ve meyve bahçelerinde ortaya çıkan bu yarık ve tümseklerin uygun tesviye yöntemleri ile düzeltilmesi, tahıl ekim alanlarında gübreleme ve ilaçlama ile antepfıstığı – kayısı ve diğer meyve bahçeleri ve zeytinliklerde ilkbahar bakımlarının yapılması olası üretim kayıplarını önleyebilecektir.
- Örtüaltı üretimin yapıldığı sera ve benzeri yapılarda gerekli onarım ve tadilatlar yapılarak yeniden kullanım için hazırlanmalıdır. Ayrıca depremin ortaya çıkardığı molozlar verimli tarım alanları dışına dökülmeli, biyoçeşitlilik bakımından zengin alanlar ve çayır-meralar yeni konut inşası için kullanılmamalıdır.
- Bölge üreticilerinin başta kamu kuruluşları olmak üzere yerel yönetimler, kooperatifler, üretici birlikleri, sivil toplum kuruluşları ve özel sektör tarafından desteklenmesi
- Çiftçiler, ekimden- hasada kullandıkları traktörlerini, alet-ekipmanlarını da kaybetmiştir. Yazlık ekimlerin yapılacağı bugünlerde ihtiyaç duyulan tarım araçları oluşturulacak makine parkları ile sağlanabilir.
- Bitkisel üretimin en temel girdisi olan başta ‘tohumluk’, ‘fide-fidan’, ‘gübre’, ‘mazot’ vb. satın alınması için TC Ziraat Bankası, Tarım Kredi Kooperatifleri ve diğer finans kuruluşları tarafından destek verilmelidir. Üreticilerin bu finans kuruluşlarından sağladığı kredi borçları ve faizleri de yeniden yapılandırılmalıdır.
- Bitkisel üretime girdi sağlayan gübre, ilaç, tohum, alet-ekipman bayileri, satıcılarının da zararları dikkate alınmalı ve ekonomik açıdan tutunabilirliklerine yönelik destekleme mekanizmaları devreye konulmalıdır.
- Çiftçilerin özelleştirilmiş elektrik şirketlerine olan yüksek faturalarının ödemeleri de yeniden düzenlenmeli ve faiz borçları silinmeli, tarımsal üretimde kullanılan elektrik fiyatlarında indirim yapılmalıdır. Buradan yola çıkarak kooperatifler temelinde yenilenebilir enerji üretimine de ağırlık verilmesi uygunluk göstermektedir.
- Deprem bölgesinde öncelikle meyve-sebze ve diğer ürünlerin hasadında gerekli olan işgücünün sağlanması da önemli sorunlardan biridir. Zaten yaşlı olan tarım nüfusu, yerli ve mevsimlik tarım işçilerinin can kayıpları, deprem göçü ve gençlerin tarıma ilgisizliği sorunun çözümünü güçleştirecektir. Bu nedenle tarımsal işgücünü bölgede tutabilmek için yaşam koşulları iyileştirilmeli, sosyal güvenceye kavuşmaları sağlanmalı, bu amaçla bölgedeki tarımsal yatırımlar ve teşvikler artırılmalıdır.
- Genç nüfusun tarımda kalması için uygulanan Genç Çiftçi Projeleri ve destekleri arttırılmalı ve bu üreticiler için farklı destekleme modelleri oluşturmalıdır.
- Kısa dönemdeki işgücü ihtiyacını karşılamak için de bölgeye insanca yaşam koşullarını gözeten bir biçimde diğer illerden takviye yapılmalıdır.
- Depremin zararları karşılanana kadar bölgede üretilen ürünlerin pazarlama ve satışında pozitif ayrımcılık yapılarak üreticilere ekonomik ve sosyal destekler sağlanmalıdır.
- Üreticilerin gelecek 3 üretim sezonunda olası risklere karşı ürünleri her türlü tarımsal sigorta kapsamına alınmalı ve bu konuda pozitif ayrımcılığa gidilmelidir.
- İllerdeki tarım topraklarının amaç dışı kullanımına girişilmemeli, amaç dışı kullanım kesinlikle önlenmeli ve sürdürülebilir üretim için toprak ve su kaynaklarının planlı kullanımına özen gösterilmelidir.
Sonuç olarak, bölgenin var olan bitkisel üretim potansiyelinin canlandırılması orta ve uzun vadede ortaya çıkabilecek gıda fiyatlarındaki artışları önleyebilecek, ürünlere ulaşımı kolaylaştıracak, üreticilerin toprağını işlemeye devam etmesini sağlayacak ve ülkemizin gıda güvencesi ve güvenliğine de önemli katkılar sağlayacaktır.”