Prof. Dr. Harun Raşit Uysal
Köşe Yazısı

Genetiği Değiştirilmiş Tohumlar

Günümüzde sıklıkla işittiğimiz bir kavram olan genetiği değiştirilmiş (GDO’lu) tohumlar ile tarımın birlikte anılmasına çoğumuz alışkınızdır. Yararlı olup olmadığı konusunda sürekli bir tartışma içerisinde olma durumunda bulunmamız da cabası. Günümüzde artan gıda talebini karşılamanın geleneksel tohumlarla sağlanmasının çok güç hale geldiği, GDO savunucularının en büyük kanıtı. Onları dikkatle dinlediğiniz de açlık sorununa bir çare bulmak “genetik” ile oynamaktan geçiyor.

Doğru, tarımda verim arttı…

Diğer yandan gün geçtikçe tarımda artan verimliliğe şahit oluyoruz. Dekar/hayvan başına alınan verimlerde geçmiş yıllara nazaran çok büyük artışlar görülüyor. Bunun sebeplerinden birisinin sulama, gübreleme, ilaçlamanın yanı sıra hibrit ve GDO’lu tohumların gün geçtikçe artması olarak gösteriliyor.

Kâr hırsı…

Aslında bunlar tohumlar geleneksel tohumlara göre çıktısı çok fazla iken içerdikleri bakımından tamamen uzak durulması gereken tohumlar. Bu tohumun üretilmesinin çeşitli alanlarda etkisi ve amaçları var. Ekonomik kazançlar elde etme açısından da çok etkili bir yöntem. Biliyoruz ki genetiği istedikleri gibi değiştirmek çok uluslu biyoteknoloji şirketlerinin elinde ve yine biliyoruz ki ceplerini para ile doldurmak için ellerinden gelen her şeyi yapmaya hazırlar.

Tohum-gübre-tarım ilacı-kanser ilacı…

Peki sadece tohumdan para kazanmakla yetinmekte midir ki bunlar? Tabi ki hayır! Baktığımızda gördüğümüz tablo şu; A firması GDO’lu tohum üretiyor, bu tohumlara gübre atılmadan verimlilik sağlanamıyor. Yani diyor ki “sen tohumu aldın bu gübreyi de al”. Tabi bu suni gübrenin ne kadar kimyasal içerdiğini de bilmeden Ahmet amca, Ayşe teyze de alıyor.

Yeter mi? Tabi ki hayır! Sonrasında bir bakıyorsun ki ürünü böcekler basmış. Durun bir dakika bu çok basit bir işlem değil miydi? Toprak, su ve tohum. Hadi ben yanına bir de doğal gübreyi koyayım dört aşamalı bir işlem. Nerden çıktı bu böcekler şimdi? Yine bizim firmamız devrede. Bir de üstüne böcek ilacını aldırır sana ve içerisinde ne olduğunu bilmediğin bin bir türlü zehir, kimyasal bulunan domatesin, patatesin olur.

Sanırsın ki çok güzel verim elde ettin fakat kaçırdığın bir nokta şu; aslında sen zehir ürettin. Ve bu zehri sen, çocukların ve bunları senden satın alan bir sürü insan da vücuduna aldı. Bunun sonucunda kanser vakaları arttı. Bir de bakmışsın ki tohumu, gübreyi, tarım ilacını satın aldığın firma kanser ilacı da satıyor. Tam bir şeytan dikdörtgeni…

Gelir dağılımında adalet yok ki…

Bakıldığında bir tohumun genetiğini değiştirmenin ne gibi sonuçlara sebep olduğu görülüyor ve bu bahsettiğim sadece çok küçük bir kısım. Tamam, 8 milyar insanı doyurmak kolay değil fakat biz bu sorunu çözmek için daha da sorun oluşturmamalıyız.

Bunun yerine dünyadaki gelir dağılımda adaleti sağlamamız, gıda israfını ve kayıplarını önlememiz, ekolojik dengeyi bozmayan en etkili ve gelişmiş tarımsal yöntemleri uygulamamız gerekiyor.

Böylece hem bu dünyayı koruyup hem daha sağlıklı bireyler elde etmemiz mümkündür.

Prof. Dr. Harun Raşit Uysal
1961 yılında Kuşadası’nda doğdu. İlköğrenimini Kuşadası Yeniköy İlkokulu’nda, ortaöğrenimini İzmir Güzelyalı Ortaokulu’nda, liseyi İzmir İnönü Lisesi’nde tamamladı. 1984 yılında E.Ü. Ziraat Fakültesi Tarım Ürünleri Teknolojisi Bölümü’nden mezun oldu. 1987 yılında E.Ü. Fen Bilimleri Enstitüsü Süt Teknolojisi Ana Bilim Dalından yüksek lisans, 1993 yılında da doktora eğitimini tamamladı. 1993 yılında Yardımcı Doçent, 1996 yılında Doçent, 2003 yılında Profesör unvanını aldı. 2011-2016 yılları arasında Ege Üniversitesi Tire Kutsan Meslek Yüksekokulu’nda müdürlük görevini üstlendi. Halen Ege Üniversitesi Ziraat Fakültesi Süt Teknolojisi Bölümü Başkanı olan Prof. Dr. Harun Raşit UYSAL, aynı zamanda Ulusal Süt Konseyi Yönetim Kurulu Üyeliği ile Uluslararası Sütçülük Federasyonu (IDF) Süt ve Ürünleri, Çevre ve Çiftlik yönetimi daimi komite üyesidir. Üç dönem de Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği Ziraat Mühendisleri Odası İzmir Şube Yönetim Kurulu üyeliklerinde bulunmuştur.

    İlgili başlıklar

    Yorum yapın

    E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir