GıdaHaberlerHayvancılık

“Bayramda Sağlığınızı Kesmeyin!”

Ülkemizin tarım politikalarının kamu yararını ve toplum çıkarını esas alarak ekolojiye duyarlı ve halkın refahına dayalı olması gerektiği düşüncesiyle kurulan Tarım Platformu tarafından bir basın toplantısı yapıldı.

Tarım Platformu Yürütme Kurulu Üyeleri adına TMMOB Ziraat Mühendisleri Odası Yönetim Kurulu Başkanı Baki Remzi Suiçmez, Veteriner Hekimler Derneği Genel Başkanı Dr. Gülay Ertürk, TMMOB Gıda Mühendisleri Odası Yönetim Kurulu Başkanı Yaşar Üzümcü ve Platform üyelerinin katılımı ile basın toplantısı gerçekleştirildi. Tarım Platformu dönem sözcüsü Dr. Gülay Ertürk tarafından okunan basın açıklamasında şu görüşler dile getirildi:

“Ülkemizde kişi başına yıllık et tüketimi oldukça düşük olup, ne yazık ki sadece kurban bayramlarında gelişmiş ülkeler düzeyine yaklaşabilmektedir. Ülkemizde hayvan kaynaklı gıda üretiminin yetersiz ve üretilenlerin de son derece pahalı, toplum katmanlarını oluşturan gruplar arasında gelir dağılımının son derece adaletsiz ve böylece satın alma gücünün çok zayıf olması sebepleriyle, çoğu insanımız için Kurban Bayramı kısa bir süreliğine bile olsa beklenen bir müjdeci gibidir. Resmi kayıtlar dikkate alındığında, 2022 yılı kurban kesimlerinde, 2021 yılına göre büyükbaşta %11,3, küçükbaşta ise %3 lük bir düşüş gözlenmiştir. Alım gücünün azaldığı günümüzde ise bu düşüş ivmesinin devam edeceği aşikârdır. Üretim ve tüketim boyutunda yaşanan ciddi sorunların bayram ile çözülemeyeceği artık görülmelidir.

Kurban Bayramı, her yıl beraberinde birçok sağlık risklerini gündeme getirmektedir.

Hayvanlardan insanlara geçen hastalıklar ya direkt temasla ya da et süt gibi ürünlerini tüketmekle geçer. Kurbanlık hayvanlar ile onların kesimi sonucunda elde edilen et ve sakatatların, enfeksiyöz ve paraziter zoonoz hastalıklar (brusellozis, antraks, tüberkülozis, kist hidatik (echinococcozis), sistiserkozis vb.) bakımından taşıdığı risk göz önüne alındığında, hekim muayene ve kontrolünden yoksun elde edilen ürünlerin halk sağlığı yönünden ne denli önemli bir tehlike yaratacağı daha iyi anlaşılacaktır. Nitekim son yapılan çalışmalarda, 100 tüberküloz vakasından 5’inin hayvanlardan bulaşan türden olması bu durumun önemini ortaya koyan göstergelerden biridir. Kurban Bayramındaki bir büyükbaş hayvanın 7 hisseye ayrılıp, dağıtılması en az 70-80 aileye, yani 300-350 kişiye ulaşacağı anlamına gelir. Bu basit hesaplama bile kontrolsüz kesimin nelere mal olacağını açıkça göstermektedir

Ülkemizde uzun yıllar kurbanlık hayvanların alımı, satımı, kesimden önce ve sonra muayenesi 2001 yılına kadar yasal uygulamaların dışında bırakılmıştır. Bu tarih sonrasında, Yönetmelik gereği Kurban Hizmetleri Komisyonu’nun oluşturulması kararlaştırılmıştır. Ancak bu komisyon içerisinde, işin tamamen içinde olan veteriner hekimleri temsil edecek bir kurum adı söylenmemiştir. Oysa Türk Veteriner Hekimleri Birliğine bağlı Veteriner Hekimler Odalarından bir temsilcinin de komisyonda mutlaka yer alması gerekir.

Kurban kesimleri sadece mezbaha ve uygun kesim yerlerinde yapılmalıdır. Kesim yerlerinde atıkların, çevreye bulaşmaya neden olmayacak şekilde atılmasını sağlayacak bir sistem olmalıdır. Ne yazık ki oluşturulan kurban komisyonları ve bu komisyonlarca alınan kararlara rağmen, ülkemizde bazı yerlerde hala kurban kesimleri, mezbaha dışı ve kesime uygun olmayan alanlarda yapılmaktadır. Alınan kararların uygulanmasını kontrol edecek bağımsız mercilere ihtiyaç vardır.

Her ne kadar komisyon kararlarında geçse de hayvanların kesim öncesi-sırası ve sonrası muayenelerini yapacak veteriner hekim, çoğu kesim yerinde yoktur, görevlendirilmemiştir. Kontrolsüz kesim pek çok zoonoz hastalığın, hayvanları kesen, etleri parçalayan, dağıtan ve tüketen kişilere yayılacağının göstergesidir.

Veteriner hekim kontrolü olmadan yapılan kurban kesiminin sonuçları ciddi bir halk sağlığı sorunu olarak karşımıza çıkar. Dünya genelinde memeli hayvan kesiminde ve karkaslarının sınıflandırılmasında mezbaha ve kombinalarda veteriner hekimler ve zooteknistler önemli görevler yapmaktadırlar. Tarım ve Orman Bakanlığındaki idari yapılanma gözden geçirilmeli, hayvanlarla ilgili yetkilerin tümü Uluslararası Cenevre Anlaşması’na uygun olarak bir genel müdürlükte toplanmalı, Kurban Bayramına özel olmamakla birlikte mezbaha dışı tüm kesimler yasaklanmalı, mezbaha ve entegre et tesisi sayıları arttırılmalıdır.

Kesilen etlerin saklanması ve kullanımı konusunda dikkate alınması gereken noktalar vardır.

Yaz mevsiminde olmamız nedeniyle kesilen etin birkaç saat içerisinde oda sıcaklığına ulaştırılması ve peşinden derhal buzdolabı koşullarına alınması sağlanmalıdır. Kurbanlık etin dayanma süresi, kesim kalitesine ve parçaların büyüklüğüne göre değişmekle birlikte, buzdolabı koşullarında en çok 3-4 gündür. Kıymada bu süre 1-2 gündür. Uzun sürede tüketilecek et ise buzlukta ya da derin dondurucuda (-18 °C) muhafaza edilmelidir. Hemen tüketilmeyecek et kavurma yapılarak da muhafaza edilebilir. Donmuş et çözündükten sonra hemen tüketilmeli, asla tekrar dondurulmamalıdır. Kurbanlık etin henüz kesim sıcaklığında iken buzdolabına poşet içinde veya hava alamayacak biçimde büyük parçalar halinde üst üste yığılması durumunda,  etin hava almayan kısımlarında çok kısa sürede (2 gün) bozulma ve kokuşma görülecek, tüketimi sağlık açısından risk oluşturacaktır. Bu durumdaki et kesinlikle tüketilmemelidir. Sakatat ile et aynı ortamda bulundurulmamalı ya da muhafaza edilmemelidir. Et, kesinlikle çiğ veya az pişmiş olarak tüketilmemeli, etin merkezi tam olarak pişene kadar (en az 70° C), ısıl işlem devam etmelidir.”

 

İlgili başlıklar

Yorum yapın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir