
Ehliyet!
Ehliyet, yeterlilik demek; yeterlilik, bir işi yapma gücünü sağlayan özel bilgi, görevini yerine getirme gücü, bir işi yapabilecek yetenekte olma, kifayet demek… Hukuki anlamda, “hak ehliyeti” ve “fiil ehliyeti” olmak üzere iki tür ehliyet vardır. Hak ehliyeti, kişilerin hak sahibi olabilme ve borç altına girebilme durumudur. Hak ehliyeti, kişiye tanınmış bir hak değildir. Çünkü bu, kişinin hak sahibi olabilme şartıdır. Türk Medeni Kanunu 8’inci maddesine göre; “Her insanın hak ehliyeti vardır. Buna göre bütün insanlar, hukuk düzeninin sınırları içinde, haklara ve borçlara ehil olmada eşittirler.” Hak ehliyetinin “genellik” ve “eşitlik” olmak üzere iki ilkesi bulunmaktadır. Anayasamızın 10’uncu maddesi de herkesin kanun karşısında eşit muamele görmek zorunda olduğunu belirtir. Yaş, cinsiyet, yabancılık, ayırt etme gücü, akıl hastalığı, haysiyetsiz hayat sürme, bir suçtan dolayı mahkûmiyet, ülkemizde meydana gelmiş bir olaya yabancı bir hukukun uygulanması gibi durumlarda hak ehliyeti sınırlanabilir. Fiil ehliyeti ise kişinin kendi iradi bir davranışıyla hukuki bir sonuç meydana getirebilmesini ifade eder; kişinin kendi davranışı ile hak ve borç sahibi olabilmesidir. Hak ehliyetine sahip olmak demek fiil ehliyetine sahip olmak anlamına gelmez. Örneğin çocuklar ana rahmine düştüğünde hak ehliyetini elde ederken, doğduğunda fiil ehliyetine sahip değildir. Tam ehliyetsiz çocuklar, ayırt etme gücüne sahip olmadıkları için fiilleri hukuki bir sonuç doğurmaz. Sınırlı ehliyetsiz çocuklar ise ayırt etme gücüne sahip olmakla birlikte ergin olmadıkları için fiil ehliyeti yönünden ehliyetsiz durumundadır.
Marmaris Karacasöğüt’teki MUÇEV İskelesine Bakanlıkça verilen “ÇED Olumlu” kararının iptaline yönelik açılan davada mahkeme, Marmaris Kent Konseyi ve Ekolojik Mücadele Komitesi üyeleri için, “davacıların kişisel, güncel ve meşru bir menfaatlerinin ihlal edildiğinden söz edilemeyeceği, bu nedenle bakılan davayı açma ehliyetlerinin bulunmadığı gerekçesi ile ehliyet yönünden ret” kararı vermişti. Komite üyeleri kararı Danıştay’a taşıdı. Danıştay, davacıların dava açma ehliyetinin olduğu sonucuna vardı; “İlçe merkezinde yaşayanların projeden etkilenme potansiyelinin bulunduğunun hayatın olağan akışı gereği kabulü gerektiğinden, davacıların dava açma ehliyetlerinin bulunduğu sonucuna varılmıştır.”
Aşk olsun çocuklar, fiil ehliyetiniz de varmış!
Hiçbir çevrecinin, çevre ile ilgili olumsuz bir durumda, olumsuz durumun yaşandığı yerde yaşamasına gerek yok ki! Bütün insanlar dünyada yaşıyor, dünyadaki herhangi bir olumsuz durumdan bütün insanlar etkileniyor. Israrla, “Hemşerim, memleket nire?” diye soran kişiye “Bu dünya benim memleket” diyen, bu cevap karşısında “Tövbe, tövbe” diye söylenen kişiye bu dünyanın memleketi olduğunu tekrar eden Barış Manço gibi sahip çıkmalıyız çevreye.
Aşk olsun Marmaris Kent Konseyi ve Ekolojik Mücadele Komitesi üyeleri! Madem fiil ehliyetiniz de var, o zaman müsaadenizle Nazım Hikmet’in hayalini sizinle gerçekleştirelim, sadece bir günlüğüne değil, her gün ölümsüz ağaçlar dikmek üzere size ve sizin gibi çocuklara verelim dünyayı!
“Dünyayı verelim çocuklara hiç değilse bir günlüğüne
Allı pullu bir balon gibi verelim oynasınlar
Oynasınlar türküler söyleyerek yıldızların arasında
Dünyayı çocuklara verelim
Kocaman bir elma gibi verelim sıcacık bir ekmek somunu gibi
Hiç değilse bir günlüğüne doysunlar
Dünyayı çocuklara verelim
Bir günlük de olsa öğrensin dünya arkadaşlığı
Çocuklar dünyayı alacaklar elimizden
Ölümsüz ağaçlar dikecekler.”