Köşe Yazısı

ÇED

Çevresel Etki Değerlendirmesi (ÇED), belirli bir projenin çevre üzerindeki önemli etkilerinin belirlendiği bir süreçtir. Çevresel değerlendirme süreci, çevresel konuların dikkate alınmasını sağlamak için planlama süreciyle bütünleştirilmelidir. İdeal bir durumda, değerlendirme projenin hazırlık süreci ile bütünleştirilir. Bu, aynı zamanda değişik kısımlardan sorumlu ekiplerin veya kişilerin birbirinin çalışmasına etkin şekilde katılması veya projeyi hazırlayanlarla değerlendirmeyi yürütenler arasında daha yakın temas ve bilgi alışverişi sağlamak anlamına gelir.

ÇED, yeni projelerin sürekli veya geçici potansiyel etkilerinin sosyal sonuçlarını ve alternatif çözümlerini de içerecek şekilde analiz edilmesi ve değerlendirilmesidir.

ÇED’in amacı, çevre değerlerini ekonomik politikalar karşısında korumak, planlanan bir faaliyetin yol açabileceği bütün olumsuz çevresel etkileri önceden tespit etmek ve gerekli tedbirlerin alınmasını sağlamaktır.

ÇED’in görevi, proje ile ilgili karar vericilerin birden fazla faktörü göz önünde bulundurarak daha sağlıklı karar vermesini sağlamak için, projeden kaynaklanabilecek çevresel etkileri net bir şekilde göstermektir.

ÇED, proje ile ilgili tarafların bir araya geldiği; görüşlerini, kaygılarını ve önerilerini ortaya koyduğu demokratik ve şeffaf bir süreçtir. Taraflar bu süreçte ortaya koyduğu teknik bilgi ve görüşlerle projenin en optimal şekilde gelişmesini sağlar.

ÇED, şeffaflığı sayesinde halka/ilgili taraflara danışarak ve gerçekleştirilmesi istenen projeye ilişkin mümkün olduğunca fazla bilgi toplayarak, projenin uygulanması esnasında ortaya çıkabilecek muhtemel problemlerin tasarım aşamasında çözülmesini sağlar veya ortaya çıkabilecek muhtemel problemleri hafifletir.

ÇED çalışması kapsamında proje için çeşitli alternatifler incelenir. Çevresel faydalar artırılır. Proje sahibi, maliyetleri azaltabilecek farklı seçenekler sunabilir. Halkın katılımıyla ilgili taraflar, proje sahibi ve kamu kurum ve kuruluşları arasında güven yaratılır.

ÇED Raporu, gerçekleştirmeyi planladıkları faaliyetleri sonucu, çevre sorunlarına yol açabilecek kurum, kuruluş ve işletmelerin çevreye yapabileceği tüm olumsuz etkileri göz önünde bulundurularak, çevre kirlenmesine sebep olabilecek artık ve atıkların ne şekilde zararsız hale getirileceğini ve bu hususta alınacak tedbirleri belirten rapordur.

Aklıma Kaz Dağları geliyor, Salda Gölü geliyor, Ayder Yaylası geliyor, İliç Çöpler Altın Madeni geliyor… Şimdiye kadar ÇED Raporları olumlu olan ve çevre felaketine neden olan yerler geliyor. Bu felaketleri neden yaşadığımızı anlayamıyorum… 

Aklımda bir sürü soru… Projelerin veya gelişmelerin çevre üzerindeki etkileri neden sağlıklı bir şekilde hesaplanamıyor? Çevre değerleri ekonomik politikalar karşısında neden korunamıyor?  Karar vericilere projelerden veya gelişmelerden kaynaklanabilecek çevresel etkiler doğru bir şekilde rapor edilmiyor mu? İlgili taraflar gerçekten bir araya geliyor mu? Tarafların görüşü, kaygısı ve endişesi gerçekten dikkate alınıyor mu? Aynı proje ve aynı gelişme hakkında tarafların sunduğu teknik raporlardaki farklılıklar nasıl açıklanıyor, farklılıklar karşısında taraflar ortak bir noktada nasıl buluşuyor? Muhtemel problemin hafifletilmesinden kasıt nedir, hangi durumda kabul edilebilir? Halkın ve ilgili tarafların kaygıları ne kadar dikkate alınıyor? ÇED Raporunu doğru hazırlamayanlar neden bedel ödemiyor?

ÇED Raporunun projeyi gerçekleştiren firma tarafından hazırlatılması yaşadığımız sorunların nedeni olabilir mi?

Prof. Dr. Mustafa Bekmezci
1973 yılında Akşehir’de dünyaya gelen Dr. BEKMEZCİ, ilk ve ortaokul öğrenimini Akşehir’de, lise öğrenimini Kuleli Askerî Lisesinde tamamladı. 1995 yılında Kara Harp Okulu’ndan Sistem Mühendisi olarak mezun oldu. 2003 yılında Bolu Abant İzzet Baysal Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü İşletme Anabilim Dalı’nda yüksek lisans programını tamamladı. 2008 yılında Kocaeli Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Yönetim ve Organizasyon Anabilim Dalında doktora derecesi aldı. 2015 yılında doçent, 2020’de profesör olan Dr. BEKMEZCİ, halen Milli Savunma Üniversitesi Kara Harp Okulu Dekanlığı’nda görevini sürdürmektedir.

    İlgili başlıklar

    Yorum yapın

    E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir