HaberlerHayvancılıkSiyaset

“Et, Dar Gelirlilerin Sofrasına Veda Ediyor”

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Niğde Milletvekili ve TBMM Tarım, Orman ve Köyişleri Komisyon Üyesi Ömer Fethi Gürer, artan yem ve bakım maliyetleriyle sürdürülebilirliği zorlaşan hayvancılığın kesim fiyatlarındaki artıştan da etkilenmesinin et fiyatlarına yansımaya devam ettiğini söyledi.
Gürer, Et ve Süt Kurumu’nun piyasa dengeleme görevini yerine getiremediğini ve ithalatında beklenen faydayı sağlamak yerine hayvancılıktan vazgeçenlerin sayısını artırdığını belirtti.

Ömer Fethi Gürer hayvancılık yapanın en azından kaba yemi olsun kendi üretmemesi halinde artan yem fiyatlar ile hayvancılığı sürdürebilmesinin mevcut şartlarda giderek zorlaştığını, özellikle küçük aile tipi denilen 1-10 büyükbaş hayvanı olan ahırların boşaldığını ve bunun et, süt ve bunlardan mamul ürünlere olumsuz yansıdığına dikkat çekti. Gürer, AKP iktidarının istikrarlı, sürekli ve planlı bir hayvancılık politikasının olmadığını, piyasayı dengeleme sorumluluğu olan Et ve Süt Kurumu’nun (ESK) görevini yerine getiremediğini ifade etti. Gürer, “Piyasada yükselen et fiyatlarını düşürme yönünde regülasyon görevini yerine getiremeyen ESK, geçtiğimiz yıllarda yerli üreticiye maliyetin altında kesim fiyatı belirleyip hayvancılık faaliyetlerini durağanlaşmasına neden olmuş, ardından da ithalata koşmuştur” dedi.

Ulusal Kırmızı Et Konseyi’nin haftalık periyotlar halinde kombinalar ve kesimhanelerden alınan yağsız dana kesim ve yağsız kuzu karkas fiyatlarına bakıldığında, 4 Ocak ile 22 Şubat tarihleri arasında dana karkas kesim fiyatının 45 TL, kuzu karkas kesim fiyatının ise 104 TL arttığını belirten Gürer, “Ortalama 50 günde karkas kesim fiyatına dana etinde 45 TL, kuzu etinde ise 104 TL zam geldi. Yani her gün dana eti ortalama 1 TL, kuzu eti ise 2 TL zamlanmaktadır. Üreticiden tüketiciye kadar olan tedarik zincirindeki tüm paydaşların girdi maliyetleri düşürülmediği sürece et fiyatlarının sorunun devam edeceği gözükmektedir” diye konuştu.

“ÇÖZÜM İTHALATTA ARANIYOR”

Ömer Fethi Gürer, “Et fiyatları son üç yılda uygulanan yanlış hayvancılık politikalarının yansımasıdır. Yem başta olmak üzere artan girdi maliyetleri nedeniyle zorlandığı için hayvanını satanın sorununa duyarsız kalan iktidar, kesimlik hayvan sorunu oluşunca fiyatlarda artış olacağını dahi öngörememiş ve et fiyatlarının düşük kaldığı dönemde bu durumun ilerleyen süreçte olumsuzluğa dönüşeceğini hesaplayamamıştır. Sürekli fiyat istikrarı sağlayacak planlamadan uzak ve çözümü ithal hayvan getirmek olarak gören anlayıştan dolayı et fiyatları kontrol altında tutulamamıştır. Hayvancılık yapan zarar ederek bu işten uzaklaşırken yemin sübvanse edilmesi sağlanmamış, sorun giderek derinleşmiştir. 50 kg süt yemi 600 TL’ye dayanmış, kimi ürünlerde de bu fiyatın üstüne çıkmıştır. Üç yılda üç katı aşan girdi artışı hayvancılık yapanı hayvanını satıp bu işten uzaklaşmasına neden olmuş ve bu durum sadece büyükbaş hayvan varlığında bir buçuk milyonu aşkın azalmaya yol açmıştır. Yerli üreticinin desteklenmesinin öneminin hala kavranamayıp çözümü ithalatta arayanlar, et fiyatlarının bu kadar yükselmesinin başlıca sorumlularıdır. 2023 yılında 700 bin başa ulaşan hayvan ithal edilirken 2024 yılında da benzer sürecin devam edeceği görülüyor. İktidar 600 bin büyükbaş hayvan getirileceği açıklamış ve bu konuda birlikler eliyle çalışma yürütüldüğü duyurmuştu. Yılın ilk aylarında olmadı. Beklenen ithalat mart ayında olabilirliği belirtilirken ithalatın gecikeceği, haziran ayına kadar sarkacağı söylentileri dahi fiyatları olumsuz etkilemektedir. Bu yaşanan belirsizlik, karkas kesim fiyatlarının artmasına da neden olmaktadır” dedi.

SAYIŞTAY, ET VE SÜT KURUMU’NU UYARMIŞTI 

Et ve Süt Kurumu’nun benimsediği kırmızı et piyasa politikalarındaki yanlışlar Sayıştay Denetim Raporunda da belirtilmişti. 2020 yılında 18 milyon adet olan büyükbaş hayvan varlığı, bu yıldan itibaren üretim maliyetinin altında kesim fiyatı açıklanması nedeniyle üreticilerin zarardan kaçınmak için hayvancılık faaliyetlerini sonlandırdığı, yoğun kesim neticesinde 2022 yılı sonunda hayvan varlığının 16,8 milyon adede indiğinin Sayıştay Raporuna da yansıdığını belirten Gürer, “Bu sebeple azalan arza bağlı olarak piyasa kesim fiyatları 2022 yılı ortalarından itibaren yükselmiştir. Kurum, azalan hayvan varlığı nedeniyle fiyatları düşürme yönünde regülasyon görevini ifa için yeterli hayvan temin edememiştir. Son yıllarda Kurum tarafından yapılan kesim sayısının azalması neticesinde, kurumun sözleşmeler yoluyla üstlendiği taahhütlerini yerine getirmek ve satış mağazalarında tüketicilerin taleplerini karşılamak amacıyla ihtiyaç duyduğu taze kırmızı eti bile mezbuh alım yoluyla temin etmesi, kurumun piyasa fiyatını kabul etmek zorunda kaldığının göstergesidir. Asıl görevi piyasayı dengelemek olan kurumun piyasanın fiyatlarına uyması, maliyetin altında kesim fiyatı belirlemesi sonucunda çok sayıda hayvanın kesime gitmesi yapılacak olan ithalatın kapısını aralamıştır” şeklinde konuştu.“YANLIŞ POLİTİKALAR HAYVAN SAYIMIZI AZALTTI”
Yıllar itibariyle azalan hayvan sayısına dikkat çeken Gürer, “2020 yılında 18 milyon 157 bin büyükbaş hayvan varlığımız, 2023 yılında 16 milyon 583 bin başa kadar düşmüştür. 2021 yılında küçükbaş hayvan varlığımız 57 milyon 519 bin baş iken 2023 yılında 52 milyon 363 bin başa gerilemiştir. 3 yılda 1 milyon 574 bin büyükbaş varlığımız azalırken, 2 yılda ise toplam 5 milyon 156 bin küçükbaş hayvan sayımızda azalma olmuştur. Çok sayıda hayvanın kesime gitmiş olduğu dönemde iktidarı birçok kez uyardık. Ama iktidarın bu konuda önlem almaması ve yanlış politikalar benimsemesi hayvan varlığımızın ciddi şekilde azalmasına neden oldu” dedi.

“OLAN YİNE VATANDAŞA OLDU”

Gürer, “İktidarın sahadan habersiz politikalar belirlemesi, kurumların süreci gereği gibi yönlendirip yönetim sağlayamaması, gerektiğinde gerçekçi destekler vermemesi, doğru düzgün bir hayvancılık politikasının olmaması ve enflasyon etkisiyle sürekli artan girdi maliyetleri dizginleyememesi vatandaşın uygun fiyatla ete ulaşımının önünü kesmiştir. Bugün 70 günde yetişen tavuktan elde edilen beyaz et en az bir yıl bakım ve masraf gerektiren danadan elde edilen kırmızı ete göre yapılan masraf ve emek dikkate alındığında daha yüksek fiyata erdiği de görülüyor. Beyaz eti bu hale getiren ithal yem fiyatları ve üretim maliyeti artışlarıdır. Her zaman olduğu gibi iktidarın yanlışları ve kamucu bir anlayış yerine tüccara teslim uygulamalarının cezasını yine halk çekmektedir. Mera hayvancılığı daralırken, 12 ay bakım ile beslenen hayvan maliyetinin artması ve aracılık sistemi ile oluşan dengesizlikler, süreci vatandaşın kemiği dahi parayla alır noktaya taşımış ve ciğer fiyatı dahi et fiyatını geçmiştir. Yalnız kırmızı et değil, sakatat dahi dar ve sabit gelirli vatandaşın sofrasına veda etmektedir. Mevcut süreçte sürdürülebilir hayvancılık politikası oluşturmadan sorunlar azalmayacak, artacaktır” diyerek tepki gösterdi.

İlgili başlıklar

Yorum yapın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir