Köşe Yazısı

Tarımsal Büyüme Düşüyor

Tarımsal büyüme, tarım sektöründeki üretim artışı miktarı olup, tarım sektörü büyüme oranı ise tarımsal üretim miktarındaki artışın yüzde olarak oranıdır.

En son geçen hafta yayınlanan 2023 yılı dördüncü çeyrek büyüme rakamlarına bakıldığında, ülke büyüme oranı %4 iken tarım sektörünün büyüme oranın  %0,5 olduğu ve önceki 3 çeyrekte de azalış yönünde seyrettiği aşağıdaki rakamlardan da görülmektedir.

Gayrisafi Yurt İçi Hasıla (GSYH) 2023 yılının birinci çeyreğinde yüzde 4,0 büyürken, tarım sektörü yüzde 3,8 oranında küçülme kaydetmiştir.

GSYH 2023 yılının ikinci çeyreğinde yüzde 3,8 oranında büyürken, tarım sektörü yüzde 1,2 oranında büyüme kaydetmiştir.

GSYH 2023 yılının üçüncü çeyreğinde yüzde 5,9 oranında büyürken, tarım sektörü yüzde 0,3 oranında büyüme kaydetmiştir.

GSYH 2023 yılının dördüncü çeyreğinde yüzde 4,0 oranında büyürken, tarım sektörü yüzde 0,5 oranında büyüme kaydetmiştir.

2022 yılında tarım sektörü %1,3, 2020 yılında %5,8, 2019 yılında %3,0, 2018 yılında %2,3 ve 2017 yılında %4,9 büyürken 2021 yılın %-3 oranında küçülmüştür.

Tarım sektöründeki büyüme oranın düşük kalması ve bunun stabil hale gelmesi endişelenilmesi gereken bir durumdur. “Neden tarımsal üretimimiz minimum düzeyde artıyor?” sorusunun cevabı bulunup gereğinin yapılması gerekir.

Tarımsal büyümeye; tarımdaki istihdam düzeyi, sulanabilir arazi alanı, traktör sayısı ve gübre kullanım miktarı gibi teknik faktörler etki ederken, aynı zamanda, tarımsal ihracat, tarımda kredi kullanım düzeyi, tarım sektörüne yapılan sabit sermaye yatırımları ve tarımsal destekler gibi ekonomik unsurlar da tarımsal büyümeye ve GSYH büyümesine etki etmektedir.

Tarımsal destekleme ödemelerindeki artışla ve sabit sermaye yatırımlarına yapılan artışın tarımsal büyümeyi ve oranını artırdığı, dolayısıyla bunlar arasında pozitif bir korelasyonun olduğu çeşitli araştırmalarla saptanmıştır.

Ayrıca, tarım sektörüne yapılan desteklerin artması ve destekleme uygulamalarının ÇKS kapsamında yapılması da üretim artışları sağlamıştır.

Aynı zamanda, tarıma yapılan sabit sermaye yatırımlarının daha çok sulama sistemleri, arazi toplulaştırması, ıslah ve Ar-Ge çalışmalarına yönelik olduğu ve büyümeye katkı sağladığı tespit edilmiştir.

Ancak tarımda istihdam edilen nüfus sayısı arttıkça tarımsal üretim azalmakta, yani tarımda istihdam edilen nüfus ile tarımsal büyüme arasında negatif bir ilişki olduğu yapılan araştırmalarla tespit edilmiştir. Bunun nedeni emek yoğun tarımsal faaliyette verimlilik azalmakta iken, emek kullanımı azaldığında ise buna ikame olarak teknolojinin kullanılması verimliliği artırmaktadır.

Tarımın ekonomik büyümeye katkı sağlayabilmesi, tarımda hızlı ve sürekli bir gelişmeyle ilişkilidir. Tarımda istenilen kalkınma; sektöre yapılacak toplam sermaye yatırımlarına ve tarımsal desteklere bağlıdır. Gelişmiş ülkelere bakıldığında tarımlarının çok iyi olmasına rağmen, tarımsal desteklerin de daha fazla olduğu görülmektedir. Tarım, hemen hemen her ülkede stratejik önemi nedeniyle; ülkelerin kendi ekonomik yapısına uygun tarım politikalarıyla, olanaklar ölçüsünde desteklenen bir sektördür. Tarım sektöründe uygulanan politikalarda temel amaç, kaynakların etkin kullanımını sağlamaya yönelik; ekonomik, sosyal, çevresel ve uluslararası gelişmeler boyutunu bütünüyle ele alan, örgütlü, rekabet gücü yüksek, sürdürülebilir bir tarım sektörünün oluşturulmasıdır. (Abay ve ark., 2005; Bahşi, 2005).

Sonuç olarak, tarımdaki istihdam, sulanabilir arazi alanı, traktör sayısı, gübre kullanım miktarı, tarımsal ihracat miktarı, tarımda kredi kullanım düzeyi, tarım sektörüne yapılan sabit sermaye yatırımları ve tarımsal destekler gibi unsurlar tarımsal büyümeyi ve GSYH’yi artırmaktadır.

Ancak tarımsal büyüme istatistiklerine bakıldığında, tarımsal büyüme oranının düştüğü görülmektedir. Bunun anlamı, tarımsal büyümeyi sağlayan başlıca yukarıda sayılan unsurlara yönelik faaliyetlerde ya bir azalma/kısıtlama olduğunu ya da ihmal edildiğini göstermektedir. Bu her iki durumda, hem gıda fiyatları artışını ve enflasyonu körüklerken aynı zamanda da tarım sektöründeki özellikle orta ve küçük üreticilerin üretimden vazgeçmelerine neden olacak ve dolayısıyla üretimi yani tarımsal büyümeyi daha da düşürecektir.

Tarımdaki büyüme oranı düşüşü ya da düşük oranda seyretmesi gerçeğinin derhal mercek altına alınmalı ve gerekenler en kısa sürede yapılmalıdır.

İlgili başlıklar

Yorum yapın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir