Kolesterol; Hayvan mı Besleme mi?
Sevgili dostlar,
Ne yazık ki dünyada toplumları besleyemeyiz diye endüstriyel bitkisel tarım ve hayvancılık öne çıkartılıyor. Halbuki bu kapitalist tarım yöntemi çağımızda ortaya çıkan kronik hastalıkların başlıca nedeni. Dünya Sağlık Örgütü’ne (DSÖ) göre kronik hastalıklar, önlenebilir hastalıklar.
Sigara kullanımı, hareketsizlik ve hatalı beslenme temel olarak kronik hastalıklara yol açan üç etmen.
Kolesterol
Bunlardan biri de kolesterol ve bugün kolesterol ilaçlarının kullanımı üzerine iki grup halinde tartışmalar yapılıyor. İki gruptan biri kesinlikle kullanmayın derken diğer grup kullanılmalı diyor. Hangisi doğru, bunu bilemiyoruz.
Doktor ve gıdacılar kolesterolün insan hücrelerinin vazgeçilmez bir yapı taşı olduğunu biliyorlar. Cinsiyet hormonlarımızın tümü kolesterol üzerinden üretiliyor.
Aslında sorun kolesterolden çok kolesterolün oksitlenmesiyle ilgili. Bu bağlamda kolesterolü oksitleyen maddeleri yaşamımızdan çıkartırsak sorunu çözme yolunda önemli bir adım atmış oluyoruz.
Eğer bu maddeleri hayatımızdan çıkartamıyorsak ilaç kullanımı kaçınılmaz. O halde insanlar akıllarını kullanmalı ve ilaç kullanımını gerektiren yaşam ve beslenme koşullarından uzak durmalılar.
Vücudumuzdaki hücrelerimizi korumamız gerekiyor ve bazı maddeleri almayarak bunu gerçekleştirebiliriz. Kolesterolü en çok oksitleyenler doymuş yağ asitleri. Doğada var olan kırk doymuş yağ asidinden yalnızca üç tanesi kolesterolü oksitleme yeteneğine sahip.
Bunlar; laurik, miristik ve palmitik asitler. Bunlar merada beslenen hayvansal ürünlerin içeriğinde bulunmuyorlar. Mısır silajı, pancar küspesi ve pirinç kırığı ile beslenen hayvanların et ve sütlerinde bolca varlar.
İnsan sağlığı için zararlı
Hayvanları ahıra tıkıp bunlarla beslerseniz sağlıksız bir hayvan yaratırsınız. Böyle beslenen bir hayvanın iç yağının temel taşı palmitik asit olacak. Buna bağlı olarak o hayvandan elde edilen iç yağlı her ürün (örneğin kıyma) insan sağlığını tehdit edecek.
Bu nedenle mera besleme ya da organik besleme sistemleri hükümetler tarafından daha çok desteklenmeli. Bunlar bir ya da iki yetiştiricinin yapacağı işler değil. Kooperatifleşme de buna bir nebze çözüm olabilir. Esas olarak bu bir devlet politikası olmalı. Böyle olunca sağlıklı nesiller yetiştirilebilir.
Her zaman söylediğimiz gibi…