Köylüler, Maden Ocağı Projesine Karşı Ayakta!
Ankara-Beypazarı İlçesi Uruş Mahallesi ve Güdül İlçesine bağlı komşu mahalleleri, doğanın ve tarımın geleceği için sepiyolit maden projesine, “Hayır” diyor.
Beypazarı Uruş Mahallesi ve çevresinde kurulmak istenen sepiyolit madeni ocağı ve kırma-eleme tesisi bölge halkının tepkisiyle karşılaştı. Söz konusu proje, 1.862 hektarlık geniş bir alanı kapsıyor. Proje; bölgenin doğasını, tarımını, hayvancılığını ve hava kalitesini ciddi şekilde tehdit ediyor.
Doğayı korumak için bu projeye karşı direnmenin önemli bir yurttaşlık görevi haline geldiğini düşünen bölge halkı; muhtarlar, sivil toplum kuruluşları ve derneklerin katılımıyla seslerini duyurmak ve hukuk mücadelesi vermek için bir araya geldi.Birlikten Kuvvet Doğar
Ankara’nın Beypazarı ve Güdül köylüleri, toprağına, havasına, suyuna ve geleceğine sahip çıkmak için kararlılıkla mücadele ediyor. “Çevresel Etki Değerlendirmesi(ÇED) Gerekli Değildir” kararına karşı kazandıkları dava, bu mücadelenin ilk adımı oldu. Yöre halkı, bugünlerde seslerine kulak verilip proje durdurulmazsa, yeniden başlatılan ÇED sürecine karşı yine hukuk mücadelesi vermeye hazırlanıyorlar. Bölge sakinleri, projenin gerçek çevresel, sosyal ve ekonomik etkileri yeterince değerlendirilmeden “ÇED Olumlu” kararı verilme ihtimaline karşı tüm yurttaşları farkındalığa, yetkilileri de sorumluluğa çağırıyor.
24 Ağustos’ta Basın Açıklaması Yapılacak
Ankara Kent Konseyi Kırsal Kalkınma Çalışma Grubu öncülüğünde bir araya gelen ve yöre halkıyla dayanışma içinde olan kişi ve gruplar, 24 Ağustos Cumartesi günü bölgede basın açıklaması yapacaklar.
“Tarım Arazilerine Maden Açılmasına Hayır Diyoruz” başlığıyla yapılacak açıklama ile kamuoyunun dikkati bölgeye çekilmek istenmektedir.
13 Mahalle Doğrudan Etkilenecek
Olası projeden doğrudan 13 mahalle etkilenecektir. Bunlar; Beypazarı’na bağlı Uruş Mahallesi, Üreğil Mahallesi, Doğançalı Mahallesi, Derelli Mahallesi ve Güdül ilçemizin Özköy Mahallesi, Taşören Mahallesi, Kavaközü Mahallesi, Tahtacıörencik Mahallesi, Kayı Mahallesi, Karacaören Mahallesi, Adalıkuzu Mahallesi, Garipçe Mahallesidir.
Konu hakkında Ankara Kent Konseyi Kırsal Kalkınma Çalışma Grubuna yazılı bilgi veren ve destek isteyen Uruş Mahalle Muhtarı Murat Uz şunları ifade etti:“17 Mayıs 2024 tarihinde halkın katılımı toplantısı yapılmış olup bölge muhtarlarımız ve halkımızla proje ile ilgili sıkıntıları ve projeyi istemediğimizi güçlü bir kalabalıkla tutanaklara geçmesini sağladık. 17 hektarlık bir alandan 87 hektarlık bir alana geçilmiş olup, bu artış şunu göstermektedir ki firma elinde bulunan arama ruhsatı ve işletme ruhsatına dayanarak Uruş Mahallemizin tarım arazilerinin %80 ini içine alan 1.860 hektarlık devasa alanın tamamını kullanacağının sinyallerini açıkça vermektedir.Projeye onay verilmesi halinde ortaya çıkabilecek sorunların bir kısmı şöyle özetlenebilir;
- Bölgede aktif olarak yapılan tarım ve hayvancılık, arıcılık bitme aşamasına gelecektir. Tercih edilen maden ve ÇED alanı tamamen mera ve vatandaşlarımızın aktif olarak kuru tarım, sulu tarım, organik tarım yaptığı alanları şahıslarına ait tapulu alanları kapsamaktadır. Hazine arazisi olarak proje kapsamında yalnızca 6 dönüm bulunmaktadır. Ayrıca bu bölgede tarım alanlarının daha verimli kullanılmasını sağlamak amacı ile toplulaştırma işlemi yapılmış ve tarım alanları daha verimli hale getirilmiştir.
- Proje alanı konumu ve yeri itibarıyla Güdül ilçemizin tam sınırında bir noktada olup Güdül ilçemizin ‘sakin şehir’ unvanı da maalesef maden şehri haline gelecektir.
- Bölgede Güdül ve Beypazarı’na bağlı mahallelerimizde organik olarak yetiştirilen bal üretimi, sebze üretimi, bağlardaki üzüm üretimi, Güdül ilçesinde üretimi yapılan ve yetiştirilen Tiftik keçisi türü, meyve üretimi madenden dolayı risk altındadır. Proje ile bölgede artık doğal ürün üretimi kalmayacaktır.
4. Ankara Kültür Varlıkları Koruma Kurulunun 15.04.2021 ve 1171 sayılı kararı ile oluşturulan Uruş 231 ada 1 parsel sit alanı projeye 70 metre, 29.07.2022 tarih ve 2710 sayılı karara istinaden Güdül Kavaközü 111 ada 81 parseldeki sit alanı projeye 300 metre mesafede olup bölgeye çok yakındır ve ayrıca bölgede bildiğimiz kadarıyla toplam beş adet sit alanı bulunmaktadır ve projeden sit alanları da olumsuz etkilenecektir. Ayrıca ÇED alanı gezildiğinde kaçak kazı alanları da dikkat çekmektedir.
5. Doğal hayat, insan hayatı, yaban hayatı, ekosistem, ekoturizm, İnönü mağaraları bölgesinde maden tehdidi ile karşı karşıyadır.
6. Orman Bakanlığına bağlı DSİ Genel Müdürlüğü tarafından yapılmış olan ve aktif olarak kullanılan Kırkkavak Sulama Göleti ve yine DSİ tarafından Uruş’ta yapımı planlanan ve yatırım programında Sami Demirbilek yapımı planlanan ve yatırım barajı projeleri ile bölge şu anda ve ilerleyen süreçte daha da aktif hale gelecek olan sulu tarım yapılmaktadır.7. Projenin hemen yanı basında bulunan akar dere ve kuru dere direkt Kirmir Çayı ile buluşmaktadır. Her ne kadar, ‘tedbir alacağız’ deseler de maalesef Kirmir Çayında ve birleştiği Sakarya’da canlı hayatı tehlike altına atılacak ve var olma mücadelesi verecektir. İçme suyunu Kirmir Çayından alan mahallelerimiz de olduğunu tahmin ediyorum ve Kirmir Çayı boyu sulu tarım yapılmaktadır. Kirmir Çayı ve Sakarya Deresi de eskisi gibi olmayacaktır.”