HaberlerKırsal KalkınmaTarım

Agonya Kapya Biberi, Coğrafi İşaret Tescili Bekliyor

Çanakkale’nin Kalkım Beldesi sınırları içerisinde yer alan Agonya Ovası, yalnızca tarihi ve doğal güzellikleriyle değil, aynı zamanda yetiştirdiği kapya biberiyle de dikkat çekiyor. Eşsiz aroması ve zengin lezzetiyle Agonya Kapya Biberi, bölgenin kendine has iklimsel özellikleriyle bir bütün oluşturuyor ve gastronomi dünyasında büyük beğeni topluyor.

Agonya Ovası, adını eski mitolojiden alırken, tarımsal verimliliğiyle de ön plana çıkıyor. Kazdağları’nın kuzeyinde yer alan bu bereketli ova, serin yaz geceleri ve verimli toprakları sayesinde kapya biberine kendine özgü bir lezzet katıyor. Bu iklimsel avantaj, biberin hem çiğ hem de pişmiş tüketimde damakta bıraktığı tatla fark yaratmasını sağlıyor.Agonya Kapya Biberine Övgü

Eko Denge Kooperatifi Başkanı Beytullah Yılmaz, bölgedeki tarımsal üretimi desteklemek amacıyla hem kooperatif çalışmaları hem de yerel üreticilerle iş birliği içinde çeşitli projeler yürütüyor. Agonya Kapya Biberinin aromatik yapısının eşsiz olduğunu belirten Yılmaz, “Kalkım Agonya Kapya Biberinin müthiş bir lezzeti var, kendine has aromatik yapısı var, çiğ olarak bile yendiğinde ağızda müthiş bir aroma ve lezzet bırakıyor. Bu biber, coğrafi işareti hak ediyor” dedi.

Yılmaz, aynı zamanda üreticilerle birlikte biber hasadına katıldığını ve bu süreçte dayanışma duygusunun kendisine büyük bir haz verdiğini de sözlerine ekledi.

Yılmaz’ın bu açıklamaları, Agonya Kapya Biberi’nin sadece lezzetli bir tarımsal ürün olmanın ötesine geçtiğini ve coğrafi işaret ile tescillenmesi gerektiğini vurguluyor. Coğrafi işaretler, yerel ürünlerin kalitesini ve özgünlüğünü koruma altına alarak, ulusal ve uluslararası pazarlarda daha geniş kitlelere ulaşmasını sağlıyor. Agonya Kapya Biberinin coğrafi işaretle tescillenmesi, bölge ekonomisine de büyük katkılar sağlayacak.Sürdürülebilir Tarım ve Sağlık Turizminin Merkezi Olmaya Aday

Agonya Ovası’nın önemi yalnızca tarımsal üretimle sınırlı değil. Beytullah Yılmaz, bölgenin sürdürülebilir tarım, sağlık odaklı turizm ve termal turizm açısından büyük bir potansiyele sahip olduğunu vurguluyor. “Agonya, sürdürülebilir tarım turizmi ve sağlık turizmi açısından müthiş bir yer. Aynı zamanda bölgeye uluslararası sağlık odaklı hastane, havaalanı, termal tesisler gibi projeleri de yürütüyoruz” diyen Yılmaz, bölgenin gelecekte uluslararası bir cazibe merkezi olabileceğini ifade etti.

Agonya’nın bu özellikleri, yalnızca bölge halkına ekonomik fırsatlar sunmakla kalmayacak, aynı zamanda Türkiye’nin sağlık ve termal turizmi alanında uluslararası rekabet gücünü de artıracak. Kazdağları’nın şifalı sularıyla birleşen tarım ve turizm faaliyetleri, bölgenin sadece yerel değil, küresel bir destinasyon haline gelmesini sağlayabilir. Yılmaz, bu projelerin bölgenin doğal yapısını koruyarak, sürdürülebilir kalkınma modeli çerçevesinde hayata geçirildiğini de belirtiyor.Gelecek Köylerde

Beytullah Yılmaz, dünya genelinde yaşanan kentten köye göç eğilimlerine dikkat çekiyor. “Gelişen ve değişen teknolojik dünyamızda gıdanın büyük önem arz ettiğini görüyoruz. Dünya şehirleri kentten köye göç ediyor. Geleceğin yaşam yerleri köyler olacaktır” diyen Yılmaz, tarımın ve kırsal yaşamın gelecekte çok daha değerli hale geleceğini belirtiyor.

Modern teknoloji ile donatılan tarımsal faaliyetler, hem çevre dostu hem de verimli üretim metotlarını beraberinde getiriyor. Bu da kırsal kesimlerin, özellikle verimli tarım alanlarına sahip bölgelerin, gelecekte daha yaşanabilir ve cazip hale geleceğini gösteriyor.

Yılmaz, bereketli toprakların herkesin ortak mirası olduğunu ve bu toprakları işleyerek hep birlikte kazanmak gerektiğini vurguluyor. Bu perspektif, hem sosyal dayanışmanın hem de ekonomik kalkınmanın temel taşı olarak görülüyor.

İlgili başlıklar

Yorum yapın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir