HaberlerTarım

Organik Günü Sonuç Bildirgesi Yayınlandı

Ekolojik Tarım Organizasyonu Derneği (ETO), Organik Günü Sonuç Bildirgesini kamuoyu ile paylaştı.Paylaşılan metinde şunlar dile getirildi:

“Ülkemizde organik tarım, 40 yıl önce alınan ürün talepleri ile başladı. Özellikle 1990’lardan sonra içinde işlenmiş ürünlerin de olduğu ürün çeşitliliği arttı, ilgili yasal düzenlemeler yürürlüğe girdi, farklı alanlarda eğitimlerle insan kaynağı yaratıldı. Günümüzde ülkemizde organik ürüne erişim sınırlı olsa da organik kurallara göre üretilmiş tarım, gıda, tekstil, kozmetik ve benzeri ürünlerin toplam ihracatının yaklaşık 1 milyar dolara ulaştığı ve AB, ABD, Çin, Körfez ülkeleri gibi birçok pazara ihraç edildiği belirtilmektedir.

Dünya’da yaşanan hızlı gelişmelere baktığımızda, organik tarımın tarım politikalarında önemli yer tuttuğunu, sürdürülebilir kalkınma, iklim değişikliği, yaşlanma, tarımın yol açtığı çevresel sorunlarına çözüm getiren önemli bir araç olduğunu görmekteyiz. Bu çerçevede 23 Eylül günü ‘Organik Gün’ veya bazı ülkelerde ‘Organik Hafta’ olarak kutlanmaya başladı. Ülkemizde ise organik tarımın toprak, çevre ve insan sağlığını koruyucu özellikleri ve onarıcı gücü, dışarıdan sağlanan girdiler yerine doğadaki döngüleri geliştirmeye çalışan izlenebilir bir sistem olduğu göz ardı edilmektedir. Organik ürün ve üretim fantezi, lüks bir ürün grubu veya sadece sağlık sorunları yaşayanların tüketeceği bir ürün gibi algılanmakta ve ulusal veya yerel düzeydeki programlarda yer almamaktadır. Bunun sonucunda ilgili desteklerin yetersizliği ile üretici, işleyici, ticaretle uğraşan mevcut müteşebbisleri kaybediyoruz ve yenilerinin organik tarıma katılımı ise çok yavaş. Oysa gerek iklim değişikliği gerekse toprak gibi farklı ulusal stratejiler ve eylem planları organik tarımı aynen diğer ülkelerde olduğu gibi çözüm olarak sunuyor. Organik müteşebbisler, toplum adına çevreyi ve doğal varlıkları korumakta; ekosistem hizmetlerini ve sağlıklı gıda ve tarım ürünlerinin üretimine katkı sağlamaktadır. Özellikle hayvansal üretimin alan bazlı bitkisel üretimle birlikte kapalı sistem içinde planlanması üretime katma değer kazandıracaktır. Ayrıca kadın ve genç müteşebbisler için pozitif yönde ilave destekleme verilmesi, tarım nüfusu yaşlanan yörelerde özellikle küçük çiftçilere uygun modellerin geliştirilmesine yönelik çalışmaların yapılması farklı bakış açısı getirecek, sürdürülebilir kalkınma hedeflerine erişime katkı sağlayacaktır.Başlangıçtan günümüze ihracat odaklı giden organik tarımsal üretimde ister dış pazar isterse iç pazar olsun öncelikle üretimin araştırma sonuçları ile güncellenerek yerele uygun ve uluslararası pazarda rekabet edebilecek normlar dahilinde organik ilkeler korunarak desteklenmesi gerekir. Bu amaçla organik tarımda agroekolojik temel ilkelerine bağlı üretimin geliştirilmesi, işletme dışı girdilere bağımlı olmayan ekim nöbeti ve benzeri uygulamalarla biyoçeşitliliği koruyan, toprağa karbon bağlayan, iklim krizine dirençli ekolojik ve ekonomik adil başarılı tarım-gıda sistemlerinin desteklenerek yaygınlaştırılması önemlidir. Birçok ülkede uygulanan kamunun kendi satın almalarında örneğin anaokulları, hastaneler, yaşlı bakım evleri, toplu yemek hizmetleri organik ürünlere yönelik pozitif ayrımcılık uygulanabilir. Sistemin doğru biçimde işleyişini sağlayacak gerekli izlenebilirlik, şeffaflık ve denetim aşamaları hep birlikte gözden geçirilebilir, eğitimlerle ve düzeltici uygulamalarla varsa aksayan yönleri iyileştirilebilir. Böylece tüketiciler şeffaf biçimde sistem hakkında bilgi edinip güven sorununu aşabilirler.Organik tarım paydaşları olarak bizler ülkemizde yaşanan gerek iklim gerekse yoğun girdi kullanımına bağlı olarak yaşanan yüksek maliyet ve temiz çevre, gıda ve lif açısından temel ilkelere uygun yapılan organik tarımın çözüm olacağına inanıyoruz. Su ürünleri, tekstil, kozmetik gibi farklı alanların da değerlendirilmesi yeni fırsatlar yaratacaktır. Organik tarım bilgi yoğun bir yönetim sistemidir. Bu nedenle sürdürülebilir organik tarımın kırsal kalkınmada destekleyecek paydaşların katılımı ile hazırlanacak politika, strateji ve eylem planlarının ülkemizde hızla ve gerçekçi periyodlara yayılarak uygulamaya aktarılmasını talep ediyoruz. Endüstriyel tarım iklim değişikliği ve su kısıdı çağında terk edilmeli ve yeterli üretimi vaat eden sürdürülebilir organik tarım teknikleri ile tarımsal kaynaklarımızı koruma ve onarma yolu açılmalıdır.”

İlgili başlıklar

Yorum yapın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir