
Enflasyon Yalanı
“Gıda enflasyonunda dünyada ilk sıralardayız” deniliyor ama bu bilgi dünyaca meşhur kuruluşların yalanı olabilir.
Çünkü o sıralama hesabını yapan resmi kuruluşlar, hesaplamada kullandıkları sayıları o ülkenin resmi istatistik kurumlarından alıyorlar. Yani enflasyonları sözde bizden daha aşağıda olan yaklaşık 190 ülkenin manipülasyon yaparak gerçek sayıları dünyadan ve kendi vatandaşlarından gizliyor olabilecekleri hususunu mutlaka göz önünde bulundurmalıyız. Düşünsenize yıllardır savaş ortamında bulunan Ukrayna, Suriye ya da İsrail gibi ülkeler ya da Orta Afrika ve Orta Asya’da birbirleri ile çatışmaları olan onlarca ülke var. Bunların birçoğu gıda üretimi bakımında ülkemizin sahip olduğu bitkisel ve hayvansal üretim potansiyelinin ve avantajlarının belki de yarısına bile sahip değiller. O yüzden kimse bizi kandıramaz. Mutlaka bütün bu ülkelerin verilerinde bir oynama olmalı.
Peki, gerçek durum ne? Hakikaten bütün dünya yalan beyanda mı bulunuyor yoksa biz kötü mü idare ediliyoruz?
Allah var, cevabı herkes kendi vicdanında gayet iyi biliyor.
Menfaati icabı vicdanını susturanlar olsa da ülkemizde artık herkes her şeyin farkında. O yüzden kimse kimseyi kandırmasın.
Yediden yetmişe herkes iyi bir ekonomist oldu. Sokaktaki 10 yaşındaki çocuk bile annesinin niye kendisine marketten arzu ettiği gıdaları alamadığını algılayabiliyor. Ebeveynler zaten biliyor. Hatta Amerikan Merkez Bankası FED kararlarını, Trump’ın çıkışları karşısında altının ons fiyatını, bunun bizim döviz kurlarına olabilecek muhtemel etkilerini, başta petrol fiyatları ve dövize muhtaç girdilerin nasıl etkileneceğini, bu etkiler sonucu üretim maliyetlerinin ne olacağını yakından takip edebiliyor. Sebep sonuç politikalarının sebep olduğu kabusun, siyasi çekişmelerin ekonomi ve boğazımız üzerindeki sonuçlarını açıkça görebiliyor. O yüzden kimse kimseyi kandırmasın.
Ülkemizde genel enflasyon hesaplamasında kullanılan sepetinin içinde ne olduğu söylenmese de belli. İster istemez en önemli payı maalesef gıda ürünlerinin aldığını tahmin edebiliyoruz. Bu durumda olağan olarak enflasyonun yüksek oranda çıkmasının gıdadan kaynaklandığı gibi bir sonuç çıkıyor. Bu durumun farkına varabilme mütekabiliyetinde olanlar, düz mantıkla karar alıyorlar. Eğer tarımda üretici fiyatına ağır baskı uygulanırsa gıda mamullerinin ucuzlayacağını düşünebiliyorlar. Ekmek pahalı olmasın diye buğdaya, peynir pahalı olmasın diye süte maliyetinin altında fiyat verip çiftçinin sırtına binerek sorunu çözebileceklerini sanıyorlar. Ama aradan geçen onca yılın sonunda aslında bu düşüncenin bindiğin dalı kesmek anlamına geldiğini hem üretici, hem de tüketici gerçeğin farkında. O yüzden kimse kimseyi kandırmasın.
Bu arada enflasyon sepetinde ağırlıkla gıda maddelerinin yer alması, ilk bakışta sanki hane halkı geliri sadece gıda için harcanıyormuş yani ülkede vatandaşların çoğu karın tokluğuna çalışılıyormuş gibi bir izlenim yaratmaktadır. Ama menfaati icabı vicdanının sesini susturabilenler vicdana seslenmenin yolunu bulmuşlar. Alttakine bakıp şükür etmek gerektiğini söylüyorlar. Ama unuttukları bir şey var. Menfaatsizce vicdanen gerçekten inananlar, Allah’ın verdiği akıl için şükretmenin ve bu nedenle HAKK adına sorgulamanın çok daha önemli olduğunu biliyorlar. O yüzden kimse kimseyi kandırmasın, HAKK yolundan ayırmasın.
Şimdi gelelim işin kitabi tarafına. Enflasyonu söndürmenin tek yolu, optimal ölçekte verimli ve dengeli, sürdürülebilir üretimdir. Bu iş sadece mali politikalarıyla, döviz üzerinden ya da faizle carry trade gibi yöntemle dökme suyla çark çevirmekle olmaz. Tabii ki bu alanlarda tedbirler alacaksınız ki üretim için gerekli sağlıklı ortam oluşsun ve korunarak gelişsin. Bu teknik bilgi bazı çok bilenler için lüzumsuz olabilir. Ama giderek ekonomi uzmanı olan halkımız, ABD’de açıklanan piyasa değerlendirmelerinde tarıma göre istihdam verilerinin ya da üretim şirketlerinin borsa değerlerinin diğerlerinin niçin enflasyon değerlerinden daha anlamlı ve etkili olduğu bile biliyor. O yüzden kimse kimseyi kandırmasın.
Zaten enflasyon ile ilgili en doğru haberi yapmak için vaziyeti yakından takip eden müthiş bir medyamız var. Haber kanalları piyasada sivri biber fiyat artışlarını takip eden bazı sivil toplum örgütlerinin malumu ilan eden beyanatlarını sıklıkla veriyorlar. Her ne kadar asli işi bu durumu tersine çevirmek üzere teknik bilgiler vermek, öneriler üretmek olsa da bu STK’lar şimdilik sadece “malum pahalılık var” demekle yetiniyor. Akıllarına gelen kendilerince en iyi öneriler ise; bozuk plak misali tekrarlanan “devlet desteklesin, mevzuat yapsın, piyasada ceza kessin, ithalatla terbiye etsin” demekten öteye gitmiyor.
Neyin ne olduğunu artık herkes çok iyi biliyor. O yüzden kimse kimseyi kandırmasın. Allah HAKK yolundan ayırmasın.