“Tarım Arazileri Artık İmara Açılmamalı”
Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, yaşanılan deprem afetinin ardından bölgedeki üreticilerin sorunlarını ve ihtiyaçlarını, tarımsal üretimin durumunu ve yapılması gerekenleri basın açıklamasında değerlendirerek, “Dün salgın hastalık nedeniyle içinden çıkamadığımız evlerimize, yaşadığımız deprem nedeniyle giremez olduk. Yıkılan evler binlerce kişiye mezar oldu. Depremler ne ilktir ne de son olacaktır. Bu büyük felakette yapıların sadece güvensiz olması değil, tarım alanlarının yumuşak zemini üzerine yapılması da etkili olmuştur.
Deprem bölgesinde tarım alanlarının imara açılması sorunu vardır. Tarımsal üretim için bulunmaz değerde olan bu toprakların inşaata açılması ve bu yolla yok edilmesi, ülkenin gıda güvenliğini tehlikeye atarken bu topraklar üzerindeki güvensiz yapılaşma, insanlarımızı evsiz barksız bırakmış, binlerce insanımızın canına mal olmuştur. Çürük binalar ve tarım alanlarının yumuşak zemini, felaketin boyutunu artırmıştır.
İllerdeki Toprak Kurulları verimli arazilerin imara açılması konusunda daha dikkatli olmalı, kamu yararı maddesi suistimal edilmemelidir. Birçok ilde Toprak Kurullarına çiftçi temsilcisinin çağrılmaması imara açılmayı kolaylaştırıyor. Toprağın sahibi çiftçi temsilcilerinin Toprak Kurullarında bulunması zorunlu olmalıdır” dedi.
Bayraktar, “Depremden etkilenen çiftçilerimizin mazot ve gübre destek ödemelerinin nakit olarak öne çekilmesini ve hayvansal üretime hayvan başına yem ve hayvancılık desteklerinin şubat ayında verilmesi ve sübvansiyonlu kredi borçlarının faizsiz ertelenmesi kararını doğru bir adım olarak görüyoruz. Ancak tarımsal üretimin sonraki süreçte sekteye uğramaması ve nakit sıkıntısının giderilmesi için bu ödemelerin bölgede artırılarak uygulanması, kredi borçlarının silinmesi de dâhil kredi kolaylıkları getirilmesi ve mali yönden tüm tedbirlerin alınması gerektiğini vurguluyoruz.
Bir yandan destek verirken, diğer yandan elektrik şirketlerinin üreticilerin mazot ve gübre destek hesaplarından enerji borcunu tahsil etmesi büyük tepkilere neden olmaktadır. Elektrik şirketleri büyük tepkiye neden olan bu uygulamaya derhal son vermelidir” diye konuştu.
Bayraktar deprem bölgesinde yapılması gerekenleri şöyle sıraladı:
“Bölgedeki çiftçilerimizin köyünü, tarlasını ve üretimini terk etmesi muhakkak önlenmelidir. Bu bölgede üretimin azalması ülke genelinde gıda fiyatlarını artırır, ayrıca tarım sektörünün küçülmesine neden olur.
Bölgede yıkımın etkileri sıcaklığını korurken, özellikle ahırların, ağılların, hayvan barınaklarının yıkılması buradaki hayvanlara ve dolayısıyla üreticilerimize zarar verdi. Tarımsal açıdan acil ve öncelikli yapılması gerekenlerin başında, açıkta kalan hayvanlara barınak temin etmek, onların yemini, suyunu ve elektriğini karşılamak, veterinerlik hizmetleri gibi diğer işlere öncelik vermek geliyor.
Hayvanların yok pahasına elden çıkarılmasını önlemek için devlet kurumları TİGEM, Et ve Süt Kurumu bu konuda daha etkin çalışmalıdır.
Çiftçilerimizin enkaz altında kalan makine ve ekipmanları zarar gördüğü için bu konuda da destek verilmelidir. Zarar gören çiftçilerimizin tarımsal faaliyetlerinin olmazsa olmazı olan makine ve ekipmanları derhal yenilenmeli, bölgedeki üreticilerimiz kırsal kalkınma ve yatırım desteklerinden öncelikli yararlandırılmalıdır. Gerekirse belirli yerlerde makine parkları kurulmalı, bir organizasyon dahilinde üreticilerin makine ve ekipman kullanımı sağlanmalıdır.
Köylere özellikle kış şartlarında ulaşımın zor olduğu ve depremin bölgesel olarak büyüklüğü dikkate alındığında bu durum önemli bir dezavantaj teşkil ediyor. İnsanlara gıda ve hayvanlara yem temini hususunda sıkıntılar yaşanıyor. Bu konuda çalışmalar hızlandırılmalıdır. TMO ve Tarım Kredi Kooperatifleri ellerindeki arpa ve diğer yemleri bölgeye sevk etmeye devam etmelidir.
Elektrik sistemleri, barajlar, kanallar, sulama sistemleri, içme suyu ve yol gibi zarar gören altyapının onarılması büyük önem taşıyor. Özellikle tarımsal sulama mevsimi yaklaştığından üreticilerin mağdur olmaması gerekiyor. DSİ bu konuda gerekli tedbirleri almalı, üreticilerin su sıkıntısına girmesini önlemelidir.
Ayrıca önemli bir narenciye üreticisi olan Hatay’da limon pazarlamasında sıkıntı oluşmuştur. Dalında kalan limonlar için Tarım Kredi Kooperatifleri gibi alıcı kurumlar devreye girmeli, üreticimiz mağdur edilmemelidir.
İlkbaharla birlikte kışlık ürünlerin gübre ihtiyacı olacak ve yazlık ekilişlerde tohum, mazot, gübre ve sulama gibi ihtiyaçlar belirecektir.
Hâlihazırda tarımsal üretime ve üreticilere yardımlar ve destekler sağlanmaktadır. Ancak, çok yakında tarımsal faaliyetin yoğunlaşacağı düşünüldüğünde, tarımsal üretimin sürdürülebilirliğini sağlayacak her türlü tedbirin alınması gerekiyor.
Bölgede gübre başta olmak üzere girdi bayilerinin ve Tarım Kredi Kooperatiflerinin dükkânları ve depoları zarar gördü. Üreticilerimiz girdi arzında sıkıntı olduğunu söylüyor. Bölgeye girdi sevkiyatı hızla yapılmalı ve çiftçilerimize ulaştırılmalıdır. Çiftçilerimizin ihtiyaçları hızlı bir şekilde tespit edilerek karşılanmalıdır.
Tarımsal üretimde kalacak çiftçilere, tohum, ilaç gübre, elektrik ve sulama gibi girdilerin, en azından bu üretim sezonu için hibe destek olarak verilmesi, BAĞ-KUR primlerinin ise hükümet tarafından karşılanması sağlanmalıdır.
Şehirdeki depremzedelerin bir kısmının köylerindeki evlerine sığınması kırsalın ve köylerin önemini bir kez daha ortaya koydu. Kırsala yapılan altyapı ve diğer ekonomik yatırımlar özellikle deprem kuşağında önceliği olan yatırımlar haline gelmelidir. Ancak, köylerimizde yüksek bina olmaması açısından bir avantaj bulunmasına rağmen bazı köylerimizin önemli derecede yıkıma uğradığını da gördük. Bu nedenle köylerde de imar açısından depreme dayanıklı ev ve hayvan barınaklarının bir an önce yapılması sağlanmalıdır.”