Köşe Yazısı

Dinmeyen Yürek Sızısı; Köy Enstitüleri

Kendimi bildim bileli Nisan ayına hep başka anlamlar yükledim. Çocukluğumda beynime kazınan 23 Nisan hazırlıkları ve törenleri nedeniyle olsa gerek, Nisan’da bir taraftan “neşe doluyor insan”, diğer taraftan da 17 Nisan tarihini ve marşlarında “Biz yurdun öz sahibi, efendisi, köylüyüz” diyen Köy Enstitülüleri anımsayıp hüzünleniyor insan…

Yakın tarihimizde kalıcı izler bırakmış ve büyük dönüşümler yapmış Köy Enstitüleri, 17 Nisan 1940 tarihli 3803 sayılı yasayla kurulmuştur. O nedenle 17 Nisan tarihi, “anma”, “hakkı teslim etme” ve “dinmeyen yürek sızısı” olarak karşıma gelmektedir.

Genç Cumhuriyetin Öncüleri, ülkesini iyi tanıyan ve sorunların farkında olan insanlardan oluşuyordu. Cumhuriyetin ilk yıllarında ülkemizin görünümü kısaca şöyleydi; nüfusun yaklaşık yüzde sekseni köylerde yaşıyordu. Okuryazarlık düzeyi oldukça düşüktü, bu oran kadınlarda ve köyde yaşayanlarda neredeyse sıfıra yakındı. Uzun yıllar süren savaşlar sonucu toplumumuz her anlamda geri kalmıştı. Ayrıca Osmanlı’nın son zamanlarında kötü yönetim nedeniyle ekonomik olarak oldukça kötü durumdaydık. Özetlemek gerekirse sosyal, ekonomik ve siyasal olarak geri kalmış bir devletin kalıntılarından Türkiye Cumhuriyeti kurulmuştu.

İçinde bulunulan olumsuz durumlardan kurtulmanın yolunun üretim, eğitim ve planlamadan geçtiğini gören ve bu doğrultuda politikalar belirleyip uygulayan genç Cumhuriyetimizin Öncüleri; ülkeyi yeniden ayağa kaldırmak için olağanüstü işler yaptılar. Köy ve tarım sorunlarını ele alan bu kadrolar eğitime özel ilgi göstererek Köy Enstitülerini kurdular. Köy Enstitülerinin öncesinde köylerde yaşayanların eğitimi için bazı adımlar atılmıştı. Ancak Köy Enstitüleri kendine has bir model olarak dünya eğitim tarihine geçmiştir. “İş içinde, iş için eğitim” ilkesiyle eğitim ve öğretim faaliyetlerinde bulunan Köy Enstitüleri, çağının oldukça ilerisinde bir müfredat kapsamında “pratik” ve “teori” birlikteliğiyle binlerce mezun vermiştir. Enstitü mezunları arasında yer alan eğitimciler ve sağlık memurları başta olmak üzere 20 binden fazla ilerici insan, ülkemizin ve kırsalımızın kalkınmasına yeri doldurulmaz katkılar vermiştir.

Toplumsal değişimde ve ülke kalkınmasında unutulmaz işlevler ve görevler gören Köy Enstitüleri, pek çok iç ve dış çıkar grubunu rahatsız etmiştir. Hak etmediği şekilde karalanmaya başlayan ve iftiralara maruz kalan Enstitüler, 1947 yılında kapatılmaya başlanmıştır. Ardından Enstitülerin yerine kurulan Köy Öğretmen Okulları da 1954 yılında kapatıldı. Kısacık bir sürede faaliyet gösteren bu eğitim kurumları, kırsalın/köyün insanlarına eğitim, sağlık ve üretim yoluyla kamunun el uzatmasının en somut göstergelerinden birisidir. Köyün insanı kendisine uzatılan eli sıkıca tutarak, “efendi” olduğunu göstererek hem kendini hem de diğerlerini kimseye muhtaç olmadan beslemeye devam etmiştir.

“Yıkıyor engelleri ulus egemenliği” diye haykıran Köy Enstitüleri ve “Egemenlik kayıtsız şartsız ulusundur” diyen Büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk –elbette- toplumun kalkınmasından ve egemenliğinden rahatsız olan çevreler tarafından saldırıya uğramış ve uğramaya devam etmektedir. Ancak bilinmelidir ki bu ulus; egemenliğine, çocuğuna, gencine, kadınına ve elbette vatanına sahip çıkacak sağduyu ve akla sahiptir.

23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramımız kutlu olsun…

***

Not: Yazıda bazı dizelerine yer verilen Köy Enstitüleri Marşının tamamını dinlemek için;

Erdem Ak
1973 yılında Balıkesir’de doğdu. İlköğrenimini aynı şehirde tamamladı. Kuleli Askeri Lisesi mezunudur. Kara Harp Okulu’ndan ayrıldı. Dokuz Eylül Üniversitesi İİBF - İşletme Bölümü mezunudur. Dokuz Eylül Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü’nde Girişimcilik Yüksek Lisans Programı’nda eğitim almıştır. Gerçekte hayat boyu öğrencidir. Özel sektörde değişik firmalar hesabına çalıştı. Çalışma konularının başında tarım ekonomisi, kırsal kalkınma ve girişimcilik gelmektedir. Özellikle tarım sektörüne yönelik yayıncılık ve danışmanlık işleri yapmaktadır. Ülkemizin tek tarım ve gıda gazetesi Hasat Türk’ü yayınlamaktadır. Tarım ekonomisi ve kırsal kalkınma konularında pek çok yazı ve makale yayınlamış, sunumlar yapmıştır. Son yıllarda kooperatifler ve dernekler başta olmak üzere bir takım sivil toplum kuruluşlarında ortaklık, üyelik ve yöneticilik yapmaktadır. Evli ve bir erkek çocuk babasıdır. İyi seviyede İngilizce bilmektedir.

    İlgili başlıklar

    Yorum yapın

    E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir