Köşe Yazısı

Gıda Fiyatları Artış Nedenlerinin Yarışı

Tabii ki ilk aşamada tarım girdilerini karşılaştırmakla yola çıkacağız. Nedir bu girdiler? Tarla kirasını bir tarafa bırakırsak, başta işgücü olmak üzere tohum, gübre, ilaç ve yakıt başlıca girdileri oluşturur. Makine ve sair giderler çok yıla dağıldığından gelin onları bu yazıda devre dışı bırakalım.

Tohum son zamanlara kadar her çiftçinin hasat ettiği üründen ayırdığı, yani para ödemek zorunda kalmadığı bir girdiydi. Fakat günümüzde neredeyse tüm çiftçinin satın alması gerekli bir meta olmuştur. Tohum da diğer tarımsal ürünlerde yaşanan fiyatlar artışlarından etkilenmektedir. Aynı akıbetten sebze tarımında kullanılan fide de nasibini almıştır. Ürününe göre değişmekle birlikte bazı tür ve kategoride %90 oranında ithal etmek durumunda olduğumuz hibrit domates tohumluğu ne yazık ki dövize endeksli bir girdidir. Tohumluk üretiminde süregelen özel durum, tarlası ve işçisi ile normal üretimden daha fazlaya mal olmaktadır.

Günümüz tarımında her bitkide gübre türü, uygulama zamanı, miktarı bilinçli bir şekilde uygulanagelmektedir.  Ne var ki gübre konusunda alabildiğine dışa bağımlıyız. Amonyum Nitrat, Amonyum Sülfat, Üre, Triple, Süper Fosfat, Di Amonyum Fosfat, Potasyum Sülfat, Potasyum Nitrat gibi Kompoze gübreler tarımsal ürün maliyetlerinde, %10-15 paya sahiptir. Ülkemizde fosfor (P) ve potas (K) hammaddesi ithal edilerek, Türkiye’de gübre haline dönüştürülür. Yani gübre sanayimiz yıllık 5-6 milyon ton gübre gereksinimimizin ancak yarısını karşılayabilmektedir. Diğer yarısı ise ithal edilmektedir. O nedenle dünya piyasasındaki gübre fiyatlarının ülkemize yansıması kaçınılmazdı.  Hatta gübrede son zamanlardaki fiyat düşüşlerinin ülkemizde de olmasını bekliyoruz!

Dünyada gübre fiyatları dalgalanma göstermektedir. Bunu nedeni, arz ve talep dengesinin bozulmasından kaynaklanmaktadır. Dünya çapında artan talep, düşük üretim kapasitesi, kısıtlı hammadde kaynakları ve üretim maliyetlerindeki artış gibi faktörler gübre fiyatlarının artmasına neden olmaktadır. Ayrıca, gübrelerin üretiminde kullanılan hammaddelerindeki fiyat artışları da gübre fiyatlarını yükseltmektedir.

Son yıllarda dünya ham petrol piyasaları ise çok daha hareketliydi. 10 yıl öncesinde varili 120 dolar olan petrol fiyatı 2020 yılında 20 dolara düşerken, takip eden yıllarda 130 dolarları aşmıştır. Günümüzde 75 dolar civarında seyreden petrol fiyatlarının yanında dolar/Türk lirası ilişkisinin de gıda fiyatlarının yönlenmesinde etkili olacağı bir geçek. Petrol salt işletme içi için yakıt kullanımda değil, tarımsal ürünlerin yurtiçi ve yurtdışı ulaşımı çerçevesinde ele alınmalıdır.

Kuraklık gibi hava ile ilgili olaylar da ürün maliyetini artırmaktadır. Ürün kıtlığı, hatta artan yurtdışı talepler gıda fiyatlarında artışa neden olabilmektedir. Yurtdışındaki savaş gibi nedenlerle üretimin aksaması veya Çin’de olduğu gibi alım gücünde yükselmeler, tarımsal ürün ihracatını artırabilmektedir. Bu durumda iç piyasa fiyatlarının yükselmemesi adına yaşanan ihracat yasaklamaları belleklerimizdedir.

Tarımsal üretimde iş gücünün önemi yadsınamaz.  Son değişimlerle asgari ücretin de tarımsal ürün maliyetlerine yansıyacağı bir gerçek.

Konuyu hayvansal ürün fiyatlarına getirdiğimizde salt yemin üretiminde yukarıdaki girdilerin devreye girdiği yadsınamaz.  Yem bitkileri tohumunda ithal tohum oranı oldukça yüksektir. Asıl direkt olarak ithal edilen soya ve mısır bazlı yemlere ödemelerin döviz olarak yapılması belki ülkemizde etin böylesine pahalı olmasının en önemli nedenidir.

Gıda ürünlerini genel enflasyondan ari tutulacağını beklememeyeyiz. Peki o zaman ne yapmamız gerekir? Üreticileri kooperatifleşmesi, sözleşmeli üretim gibi uygulamalar birer çare olabilir. Günümüzde çiftçi yaşındaki yükseliş hiç de küçümsenmeyecek bir olgu.

Tarımdaki nüfusa bakıldığında birçok Batı ülkesi nüfusunun %1-2’si ile gıda sorunlarını hallederken, ülkemizde hala çift rakamlı bir çiftçi kadromuz var. Tabii ki bunun da üretim maliyetlerinde payı olacaktır.

Tarımsal ürünler stratejiktir. Üretmediğin takdirde ithal etmek zorundasın. O nedenle özellikle son zamanlarda üretimden kaçma eğiliminde olan çiftçimizin desteklenmesi gerekir. Aslında bu destek miktarı yasalarla belirlenmiş olmasına rağmen, maalesef tam manası ile uygulanamamaktadır. Bu konuda AB’nin üretici destekleme stratejilerinin örnek alınması yararlı olacaktır.

 

 

 

 

 

Prof. Dr. Nazimi Açıkgöz
Prof. Dr. (Emekli) Nazimi Açıkgöz Sinop Lisesini 1960 yılında bitiren hocamız Lisans eğitimini 1964 yılında Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesinde, doktorasını 1972 yılında Münih Teknik Üniversitesinde tamamlamıştır. 1972-1973 yılları arasında TÜBITAK ta, 1973-2009 yılında Ege Üniversitesi Ziraat Fakültesinde görev almıştır. Kendisi "TOAG92" çeltik çeşidinin ıslahçısıdır. Aynı zamanda halen kullanımda olan ve Türkiye'de bazı Üniversitelerde ders olarak da okutulmuş ilk ve tek Türkçe biyoistatistik bilgisayar paketi “TARİST”in geliştiricisidir. 1998-2004 yılları arasında kurucuları arasında olduğu Ege Üniversitesi Tohum Teknolojisi Uygulama ve Araştırma Merkezi müdürlüğünü yürütmüştür. TEMA ve TASAM Vakıfları Bilim Kurulu üyelikleri de yapan Açıkgöz tarafından veya inisiyatifi ile organize edilen onlarca bilimsel toplantıları arasında "Tarımda Bilgisayar Uygulamaları Sempozyumu" (1994-İZMİR), ve "Enerji Bitkileri ve Yeşil Yakıtlar" sempozyumu, (14-15.12.2006 İZMİR), 1. Tohumculuk Kongresi de bulunmaktadır. 1996 yılında Tarımsal Biyoteknoloji konusunda Türkiye’de ilk internet habercilik dergisi AGBİYOTEK-L LİSTSERV ile kuran Açıkgöz uzun yıllar derginin editörlüğünü de yürütmüştür. Kendisi aynı zamanda Dünya Bankasının IAASTD raporu (International Assessment of Agricultural Knowledge, Science and Technology for Development Synthesis Report 2008) yazarlarından biridir. Dördü kitap olmak üzere 200'e yakın yayını bulunan Açıkgöz, serbest bilim yazarı olarak https://nazimiacikgoz.wordpress.com portalında periyodik Türkçe yayınlarını “Gıdalarımızın Yarınları (Açlık Kapıda mı)” sayfasında yayınlanmaktadır. Türkçe yazıları Milliyet, Ticaretgazetesi, Hasattürk, Çiftlik Dergisi gibi gazete ve dergilerde köşe yazısı olarak yayınlanırken, ayrıca onlarca tarımsal portallarda yeniden yayınlanmaktadır. İngilizce yazıları ise https://www.geneticliteracyproject.org/ da yayınlandıktan sonra dünyanın değişik ülkelerinde yeniden yayınlanmaktadır. “Yaşam Bilimlerinde Söyleşiler” Youtube kanalında da beslenme ve sağlık konularını ele almaktadır.

    İlgili başlıklar

    Yorum yapın

    E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir