Köşe Yazısı

Yine, Yeni, Yeniden

Seçimler bitti, kabine açıklandı, yeni bakanımız belli oldu. Değişim iyidir, değişim iyimserliktir, değişim umuttur, değişim enerjidir… Yeni planlar, yeni projeler demektir. Sorunları çözmektir, ileri gitmektir… Güzel şeylerin olacağına inanmaktır. Aksi halde değişimden neden bahsedelim ki! Neden değişmek isteyelim ki! Mevcut durumunu korumak bile geriye gitmektir. Bu nedenle her değişim, güzel şeylerin olacağına dair bir beklenti yaratır. Şimdiye kadar her bakanımızın farklı bir önceliği oldu. Çünkü her biri güzel şeylerin kendilerinin öncelikleri ile gerçekleşeceğini düşündü. Dolayısıyla tarım politikamız da bakana göre değişti. Önceki bakanımız 15 ay gibi kısa bir süre bakanlık yaptı. Bu süre projelerini hayata geçirmesi için yeterli olmayabilir ama yeni bakanımız eski bakanımızın yardımcısı, birçok projeyi birlikte başlattılar. Bu kapsamda değerlendirildiğinde projeler yarım kalmayacaktır, sonuçlandırılacaktır.

Kendi bakanlığı döneminin “üretim yüzyılı”, “üretici yüzyılı” olacağını ifade etti, Bakanımız… Önümüzdeki dönemde tarım politikasını üreticilerin güçlendirilmesi ve tüketicilerin korunması prensibi çerçevesinde şekillendireceklerini, tarımsal dönüşümün kaçınılmaz olduğunu, yeni dünyanın yeni üretim normallerini Türkiye’nin yazacağını söyledi. Bakan, “Yapısal adımlar atacağız, gıda ile ilgili enflasyona sebep olan etkenleri ortadan kaldıracağız, yerlileştirme ve millileştirme adımları hızlandırılacak, gıda arz güvenliğine öncelik verilecek, gıda üretim sistemleri sürdürülebilir olacak, risklere karşı dayanıklı ve güçlü bir yapı oluşturulacak” dedi… Demek ki bir önceki bakanımızın başlattığı ve yeni bakanımızla mütalaa ettiği konular bunlar. Bu konularda projelerin başlatıldığına dair bir sonuç da çıkarıyorum. Niye daha önce yapılmadı sorusunun doğru olmadığını düşünüyorum. Ne de olsa tüm projeler belli bir süreç gerektirir.

Bakanımızın söylediği şeylerin hayalini kurmak bile güzel! Olmayacak şey de değil; TÜİK 2023 buğday üretiminin geçen yıla göre yüzde 3,8 oranında artış göstereceğini ve 20,5 milyon ton; arpa üretiminin yüzde 1,2 oranında artış göstereceğini ve 8,6 milyon ton olacağını tahmin etti. Önümüzdeki yıllarda neden daha fazla üretilmesin? Olmayacak şey değil; Tarım Kanunu uygulansın, 2006 yılından beri uygulanmıyor, tarımsal destekleme programlarının finansmanı için bütçeden ayrılacak kaynak Gayri Safi Milli Hasılanın yüzde birinden az olmasın. Olmayacak şey değil; çiftçi tohumunu toprağa atmadan ürünü kaç liraya satacağını bilsin. Alım fiyatları girdi maliyetlerinin altında kalmasın, üretici, yetiştirici emeğinin karşılığını alsın, anaç hayvanlar kesime gönderilmesin, ülkemiz ithalata bağımlılıktan kurtulsun. Olmayacak şey değil; hasadından paketlenmesine, depolanmasından taşınmasına kadar gıda lojistiği ile ilgili her şeyi gözden geçirilsin, soğuk zincirin kırılmaması için gerekli tedbirler alınsın. Olmayacak şey değil; tarımsal sulama için kullanılan elektriğe sadece 6 ilimizde değil, tüm illerimizde destek verilsin. Olmayacak şey değil; sayım yapılsın, doğru veri ile doğru çözüm üretilsin, en son 22 yıl önce yapılan sayımın verileri ile hareket edilmesin. Olmayacak şey değil; tarım toprakları imara açılmasın, gözümüz gibi korunsun. Olmayacak şey değil; ortak akılla hareket edilsin. Üçüncü Tarım Orman Şurasında alınan kararlar uygulansın, kırsal kalkınmaya önem verilsin, kooperatifçilik desteklensin. Olmayacak şey değil; bakana göre değişmeyen bir tarım politikamız olsun, bu politikamızın rehberi bilim olsun…

Bir önceki bakan da göreve ilk geldiğinde; tarım ve gıda herhangi bir sektör değil, stratejik ve vazgeçilmez bir sektördür, vazgeçilmezliğini ve stratejikliğini unutmamız lazım demişti, tarım ve orman konusunda hizmetlerin en yücesini, standartların en üstünü mutlaka kendi sektörümüzde uygulayacağız ifadesini kullanmıştı. Yeni Tarım Modelini anlatırken kırsal kalkınmayı bir vizyon olarak ortaya koymuş durumdayız, kırsala dönüşü hızlandıracağız, üreticinin pazarda görmek istediği fiyatın altında bir pazar fiyatı oluşursa aradaki fark ne ise biz bunu ödemeyi taahhüt ediyoruz diye yazmıştı. Olmayacak şey değildi, olmadı!

Yeni Bakanımızın Bakanlığı döneminde vaat ettiği her şeyin, ki bunların hiç biri olmayacak şeyler değil, gerçekleşmesi dileği ile Kurban Bayramınızı kutluyorum…

 

Prof. Dr. Mustafa Bekmezci
1973 yılında Akşehir’de dünyaya gelen Dr. BEKMEZCİ, ilk ve ortaokul öğrenimini Akşehir’de, lise öğrenimini Kuleli Askerî Lisesinde tamamladı. 1995 yılında Kara Harp Okulu’ndan Sistem Mühendisi olarak mezun oldu. 2003 yılında Bolu Abant İzzet Baysal Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü İşletme Anabilim Dalı’nda yüksek lisans programını tamamladı. 2008 yılında Kocaeli Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Yönetim ve Organizasyon Anabilim Dalında doktora derecesi aldı. 2015 yılında doçent, 2020’de profesör olan Dr. BEKMEZCİ, halen Milli Savunma Üniversitesi Kara Harp Okulu Dekanlığı’nda görevini sürdürmektedir.

    İlgili başlıklar

    Yorum yapın

    E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir