Köşe Yazısı

Aşar

Hububat fiyatlarında yıllardır süre gelen aynı nakarat devam ediyor. Kara tablolar çiziliyor.  Bilimsel dille ve sayılarla gidişatı açıkça gösterenler siyaseten muhalif görülüp ve itibar edilmiyor. Dünya piyasalarını gösterip “buğday fiyatları artarsa ekmek pahalı olur” korkutmasıyla “devletin kaynakları bol keseden çiftçiye peşkeş çekilmesin” diyen lobiler ise yerli ve milli görülüyorlar.

Kimin doğru söylediğini anlamak için ilkokul 3. Sınıf düzeyinde matematik hesabı yapabilme kabiliyetine sahip olmak yeterli. Ya da kimin ne söylediğine bakarak da doğrusunu bulabilirsiniz.

Dünya piyasalarına sürülen fiyatların sübvansiyonlu olduğu bilinmeyen (ya da bilinmek istenmeyen) kişilerin geçen yıla göre %140 artan maliyetlere ve %75’lik yıllık enflasyona rağmen %12’lik artışı bile yüksek bulmaları aslında onlar için gayet normal. 

Peki, bu tartışmalar sonucunda devlet kimin sözünü ve niçin dinliyor?

Bu sorunun cevabı yıllardır değişmiyor.  Yaklaşık 30 sene önce TBMM’de TZOB’un eski başkanı ve tarıma büyük hizmetleri geçmiş muhteşem bilge bir kişinin milletvekili danışmanıydım. Bütün kaynaklardan bilgileri toplar, maliyetler ve enflasyona göre hesaplamalar yapardık. Vekilim bunları zamanın Başbakanına ilk elden sunardı. Maalesef dönemin liyakatsiz kadroları bunları dikkate almazdı. Bizim rakamlarımıza en yakın değerler TZOB’dan gelirdi. O zamanlar bugünkünden biraz farklıydılar. Çiftçinin yanındaydılar ve isabetli maliyet tahminleri yapabiliyorlardı. Bu tahminler o günlerde de devlet kurumlarınınkiler ile farklılık gösteriyordu. Devletin içinde devletini çiftçiden daha çok sevenler, devleti korumak adına “azıcık iyimser” hesaplamalar yapıyorlardı.

O günlerden beri bu iyimserlik miktarı, ülke ekonomisinin darboğazda ve enflasyonun yüksek olduğu yıllarda otomatik olarak artıyor.  Ama sonuç hiç değişmiyor, hesabı hep çiftçi ödüyor. Hatta durum, bazen “aşar” seviyesine geliyor. Osmanlı’da çiftçinin ürününün %10’unun vergi olarak peşin kesildiği duruma benzer şekilde çiftçi bazı yıllar sanki eskinin aşarını ödemiş gibi ağır şartlarla karşılaşıyor.

Bu yıl da bir şey değişmeyecek. Aşsa da aşmasa da çiftçi yine üretmeye devam edecek. Oğlunu bile bu ülke için şehit vermekten çekinmeyen çiftçi buğday fiyatına mı bakacak? Devlet baba ne verdiyse kar görecek. Geçen seneden kalan borçları bu seneki gelirle yine kapatamayacak. Üzerine bir de bu senenin girdileri eklenince borçları büyümeye devam edecek. Asgari tutarı ödeyebilmek için ya bir tarla satacak, ya anaç hayvanlardan biri daha kasaba gidecek, ya da şehirde asgari ücretle çalışan çocuklardan destek gelecek. Borcuna sadık onurlu çifti, kredi borçlarını geri ödemede yine Türkiye’nin açık ara lideri olacak.

Yani sözün kısası, yıllardır yapılan bu tartışmalarla hiçbir zaman bir yere varılamayacak. Yüzyıl önce kalkan aşar bile olsa bu yurdun gerçek sahibi ve efendisi çiftçi üretmeye yine devam edecek.

Ama bu durum nereye kadar sürecek?

Ya aşarsa sonra ne olacak?

O gün geldiğinde devletini kimin gerçekten sevdiği anlayacağız.

Dr. Erhan Ekmen
Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi’nde Su Ürünleri Bölümü’nde lisans ve Tarım Ekonomisi Bölümü’nde yüksek lisans ve doktora eğitimlerini tamamladı. Ayrıca Anadolu Üniversitesi İktisat Fakültesi’nde Ekonomi lisans eğitimi aldı. Bunlara ilaveten mesleki alanda çok sayıda sertifikalı eğitime katıldı. Meslek hayatında 34 yılını tamamladı. TBMM’de 5 yıl Milletvekili Danışmanlığı ve THK’da Genel Başkan Danışmanlığı görevlerinde bulundu. Halen 28 yıldır görev yaptığı Tarım Bakanlığı’nda mühendis olarak çalışmaktadır. Bakanlıkta daha çok dış ilişkiler, Avrupa Birliği ve projeler ile ilgili işlerde ve tarımsal istatistik alanında çalıştı. AB’ye uyum çalışmaları kapsamında iki ayrı Fasılda (Malların Serbest Dolaşımı ve Balıkçılık Fasıllarında)Türkiye Müzakere Heyetinde yer aldı ve Brüksel’deki çalışmalara katıldı. AB ile ilgili birçok Alt Çalışma Grubu’nda başkan ya da üye olarak görev aldı. AB projelerinin hazırlanması, yürütülmesi ve değerlendirmesi ile ilgili çalışmalar yaptı. Bu kapsamda 1 yıl boyunca MFİB’de değerlendirme uzman olarak çalıştı. Ülkemizde tarım alanında bugüne kadar yapılan toplam 175 TAIEX eğitim faaliyetinin 15 tanesini gerçekleştirdi. Yine ülkemizde tarım alanında yapılan toplam 21 AB Projesinin 2 tanesini hazırlayarak ülkemize 2,6 milyon avroluk hibe destek kazandırdı. Bu faaliyetler ilaveten yine mili bütçeli projeleri hazırladı. Doktora konusu olan “Üretici Örgütlenmesi” konusunda sahada rekabet gücü, değer zinciri alanlarında çalışmalarda bulundu. Çeşitli seminerlerde ve uluslararası konferanslarda mesleki konularda eğitimler vermekte ve sunumlar yapmaktadır. Tarım medyasında hem köşe yazarı hem de programcı olarak görev yapmaktadır. Halen tarım ile ilgili 1 gazete, 6 dergi ve 4 web sitesinde de köşe yazarlığı yapmaktadır. Bugüne kadar yayımlanmış 1 kitabı ve ağırlıkla kooperatifçilik konularda 1.000’den fazla makalesi bulunmaktadır. Ayrıca 3 ayrı TV kanalında periyodik televizyon programları hazırlamakta ve sunmaktadır. Tarım Gazetecileri ve Yazarları Derneği’nde ve Türkiye Ziraatçılar Derneği’nde Başkan Yardımcılığı görevini sürdürmektedir. Türk Ziraat Yüksek Mühendisleri Birliği Yönetim Kurulu Yedek Üyesidir. Tarım ve Gıda Etiği Derneği ve Afrika Yatırımcılar Konseyi üyesidir. Birkaç kooperatifin kurucusu ya da ortağıdır.

    İlgili başlıklar

    Yorum yapın

    E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir