Köşe Yazısı

AB de Gen Düzenlemelerin Kaymağını Yemek Üzere

Milano Üniversitesi araştırıcıları gen düzenleme yöntemi ile hastalığa dayanıklı olarak geliştirdikleri bir çeltik genotipinin tarla denemelerini başlattılar. Tarla denemeleri bitki ıslahında tescil öncesi bir işlemdir. Sainsbury Laboratuvarı (İngiliz Norwich) ve Max-Planck Enstitüsünün (Almanya) de devrede olduğu araştırma projesi çerçevesinde geliştirilen bu genotip, aslında risottoya (İtalyan pilav) uygun iri daneli Arboryo çeşidinde yapılan bir gen düzenleme işleminin ürünü. Gen düzenleme (gen editing), geleneksel ıslah yöntemlerinden daha hızlı ve daha doğru bir süreç olan yabancı DNA eklemeden bitki genlerinin hassas modifikasyonlardır.

Bu teknik aslında klasik mutasyon ıslahının laboratuvar versiyonudur. Bilindiği gibi mutasyon, canlı genlerinden birinde, kendiliğinden oluşan veya amaçlı oluşturulan bir değişimdir. Dünyada mutasyon yöntemleri ile ıslah edilmiş 4.000’e yakın çeşit tescil edilmiştir. Bu genom düzenlemeleri, CRISPR ve bir seri yeni gen mühendisliği yöntemlerini kapsamaktadır. Bu yöntemlerde, GDO’lardaki gibi dışarıdan herhangi bir gen transferi söz konusu değildir. Tersine hedeflenen genin, uygulanan geçici DNA kesici enzimleri ile susturulması, etkisinin artırılıp azaltılması, yani mikro-mutasyona tabi tutulmasıdır.

Bitki ıslahında klasik melezleme, seleksiyon, mutasyon, poliploidi gibi tekniklerle -son 30 yılda GDO (Genetiği Değiştirilmiş Organizmalar) yöntemlerini devreye sokarak- sürekli yeni genotipler geliştirilmektedir. 2013’lerde keşfedilen Gen Düzenleme yöntemi  (Yeni Islah Teknikniği-YIT) kaşiflerine Nobel Ödülü kazandırırken, ıslah süresini de oldukça kısaltmıştır.

Son yıllarda gen düzenleme yöntemleri yani gen düzenlemeyle 2019 yılında Arjantin’de tatlı su çuprası; ABD’de yağ kalitesi iyileştirilmiş soya, Hindistan’da dört yıl gibi kısa zamanda nohut, Japonya’da tatlı domates, yine Japonya’da bir mercan balığı -fangri mercan balığı- geliştirildi. Rusya’da CRISPR’den yararlanılarak ilk buzağı klonlandı (inek sütüne alerjiyi devreden çıkaran).

AB’de bu yöntemle geliştirilen genotipler tescil  işlemlerinde, genetiği değiştirilmiş ürünlerle (GDO) aynı muameleyi görmektedir. Bu durumda aday genotiplerin çevre, sağlık vs. testleri için GDO’larda olduğu gibi yüzlerce milyon avro gerekmektedir. Küçük ölçekli firmaların bu masrafları karşılayamayacağı bir gerçek[1].  YIT ile geliştirilen çeşitler ABD başta olmak üzere birçok ülkede GDO kapsamında değil, klasik ıslahla geliştirilen çeşit adaylarında uygulanan yönetmeliklere göre test ve tescil edilmektedir. Bir Avrupa tohumculuk camiası yetkilisinin bu konudaki kararlı bir görüşü ilginçtir; „Gerek çiftçi ve gerekse toplum için yüksek katma değerli bu YIT‘ın, karlı ve pratik bir uygulama olduğuna inanıyoruz. Bu konuda AB üst kurullarının olayı yeniden düşünmesinin zamanı gelmiştir. Ayrıca olaya siyasi olarak da müdahil olabiliriz“ diyordu!

Gen düzenleme yöntemlerine bakış açısı ülkeden ülkeye değişmektedir. Örneğin AB, bu yöntemle ilgili mevzuatı GDO kapsamına alarak, adeta gen düzenleme yöntemleri ile geliştirilen çeşitlerin tarımını yasaklamaktaydı. Değişik grupların baskısı altındaki AB, 2024 başında  gen YIT kapsamında geliştirilen çeşitlerin tescili konusunda bir mevzuat değişikliğine gitti. Klasik çeşitlerde uygulanan gen düzenleme ürünlerine (NGT1) tescil şansı verirken, GDO gibi klasik olmayan çeşitlerde (NGT2) yapılan gen düzenlemeleriyle elde edilen ürünlere tescili şansı tanımamakta. Yasallık tüm AB devletlerince onaylandığında yürürlük kazanacak. Şu anda AB’de 40’a yakın tescile aday genotip yasal süreyi beklemekte.

Gen düzenlemelerinin bitki ıslahında kullanımında ülkemiz hiç de geri kalmamaktadır. Gerek kamu gerek özel sektör bu konuda proeler  geliştireduruken, üniversitelerde bazı projeler sonuçlanmak üzere[2].

İşte bu aşamada 3. Tarım Şurasında alınan kararlar çerçevesinde tasarlanan özel sektör, üniversiteler ve kamunun bir çatı altında toplandığı “Türkiye Tarımsal Araştırma Kurumu”nun bir an önce oluşturulması çok yerinde olacaktır. Çeşit geliştirmede dünyada büyük beklenti içinde olduğu yeni ıslah tekniklerinin, moleküler biyolojiden geçtiği bu aşamada, tam yapılandırmalarını henüz tamamlayamamış tohumculuk firmalarımızın üniversitelerle partnerlikleri kaçınılmazdır. Diğer taraftan kısıtlı ekonomik yapımızda üniversitelerin ülke gerçekleri ve gereksinimlerine yönelik araştırma yapmaları beklenmektedir. Batıda ziraat fakültelerinde yapılan tezlerin %80’i tarımsal endüstri ile ilgili iken, bizde bu rakamın %20’lerde kalması ne derece rasyonel? İşte kastedilen KURUM kamu, özel sektör – üniversite ortak platformunu oluşturarak, üniversitelerin araştırmalarını da ülke gereksinimlerine yöneltebilecektir.

Kaynakça:

[1] https://nazimiacikgoz.wordpress.com/2022/01/09/tarimda-gen-duzenleme-teknikleri-yayginlasiyor-2/

[2] https://www.trthaber.com/haber/bilim-teknoloji/turk-bilim-insanlari-bibere-aciligi-veren-geni-susturdu-863041.html

[3] https://www.trthaber.com/haber/bilim-teknoloji/turk-bilim-insanlari-bibere-aciligi-veren-geni-susturdu-863041.html

Prof. Dr. Nazimi Açıkgöz
Prof. Dr. (Emekli) Nazimi Açıkgöz Sinop Lisesini 1960 yılında bitiren hocamız Lisans eğitimini 1964 yılında Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesinde, doktorasını 1972 yılında Münih Teknik Üniversitesinde tamamlamıştır. 1972-1973 yılları arasında TÜBITAK ta, 1973-2009 yılında Ege Üniversitesi Ziraat Fakültesinde görev almıştır. Kendisi "TOAG92" çeltik çeşidinin ıslahçısıdır. Aynı zamanda halen kullanımda olan ve Türkiye'de bazı Üniversitelerde ders olarak da okutulmuş ilk ve tek Türkçe biyoistatistik bilgisayar paketi “TARİST”in geliştiricisidir. 1998-2004 yılları arasında kurucuları arasında olduğu Ege Üniversitesi Tohum Teknolojisi Uygulama ve Araştırma Merkezi müdürlüğünü yürütmüştür. TEMA ve TASAM Vakıfları Bilim Kurulu üyelikleri de yapan Açıkgöz tarafından veya inisiyatifi ile organize edilen onlarca bilimsel toplantıları arasında "Tarımda Bilgisayar Uygulamaları Sempozyumu" (1994-İZMİR), ve "Enerji Bitkileri ve Yeşil Yakıtlar" sempozyumu, (14-15.12.2006 İZMİR), 1. Tohumculuk Kongresi de bulunmaktadır. 1996 yılında Tarımsal Biyoteknoloji konusunda Türkiye’de ilk internet habercilik dergisi AGBİYOTEK-L LİSTSERV ile kuran Açıkgöz uzun yıllar derginin editörlüğünü de yürütmüştür. Kendisi aynı zamanda Dünya Bankasının IAASTD raporu (International Assessment of Agricultural Knowledge, Science and Technology for Development Synthesis Report 2008) yazarlarından biridir. Dördü kitap olmak üzere 200'e yakın yayını bulunan Açıkgöz, serbest bilim yazarı olarak https://nazimiacikgoz.wordpress.com portalında periyodik Türkçe yayınlarını “Gıdalarımızın Yarınları (Açlık Kapıda mı)” sayfasında yayınlanmaktadır. Türkçe yazıları Milliyet, Ticaretgazetesi, Hasattürk, Çiftlik Dergisi gibi gazete ve dergilerde köşe yazısı olarak yayınlanırken, ayrıca onlarca tarımsal portallarda yeniden yayınlanmaktadır. İngilizce yazıları ise https://www.geneticliteracyproject.org/ da yayınlandıktan sonra dünyanın değişik ülkelerinde yeniden yayınlanmaktadır. “Yaşam Bilimlerinde Söyleşiler” Youtube kanalında da beslenme ve sağlık konularını ele almaktadır.

    İlgili başlıklar

    1 Yorum Yap

    Yorum yapın

    E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir