Köşe Yazısı

Buzağılarda Beslenme İle İlgili Sorunlar

Buzağıların beslenme ile ilgili sorunları annelerinin beslenmesiyle yakından ilgilidir. Gebe ineklerin buzağılara verdikleri ilk hediye ağız sütüdür (kolostrum). Buzağıların aldığı ilk ve en önemli gıda da budur.

Özellikle kuru dönemde annelerin kötü beslemeleri, kuru dönemi stres altında geçirmeleri, sıcak stresi, eğer bu dönemde nakledilirlerse nakliye stresi, kuru dönemde kalabalık, sıkışık, havalandırmasız bir ortamda tutulmaları kaliteli bir kolostrum üretememeleri sonucunu doğurur.

Hatta bazen kolostrum üretimi bile gerçekleşemez.

Gerekli besin maddelerini ve koruyucu maddeleri tam olarak alamayan buzağılar zayıf, cılız kalabilirler. Aynı zamanda direnç sistemleri geri kaldığından hastalıklara yatkın olurlar.

Buzağıların besleme bozukluklarında, eksikliklerde sonuç iştahsızlık, anemi (kansızlık) ve zayıflama şeklinde karşımıza çıkar. Şiddetli anemi söz konusu olduğunda çene altında ödem de görülebilir.

İyi bir besleme buzağılara kaliteli bir buzağı maması ya da bolca süt vermekle başlar. Sabah akşam buzağı maması ya da süt vermek yeterli değildir. Hiç olmazsa sabah, öğlen, akşam buzağı maması ya da süt verilmelidir. Buzağı emzirme makineleri ise bu konuda daha yararlıdır. Buzağıların önünde buzağı başlangıç yemi bulunmalıdır. Su ve başlangıç yemi sürekli ulaşabilecekleri şekilde olmalıdır. Buzağı başlangıç yemleri enerji ve protein bakımından zengin olmalıdır. Büyüme döneminde olduklarından buzağıların protein ihtiyacı çok yüksektir. ABD’de buzağı başlangıç yemlerinde soya ya da keten tohumu küspesi gibi aminoasitlerden zengin hammaddeler kullanılır.

Buzağı başlangıç yemlerinde izmineraller büyük önem taşır. Manganez, çinko, iyot, kobalt, selenyum kesinlikle yemlere katılmalıdır.

Bu izmineraller annelerden başlayarak beslemede çok önemli yer tutar.

Çinko eksikliğinde anormal buzağı doğma ihtimali vardır. Ayrıca çinko, demir ve bakır eksikliğinin kansızlığa (anemi) yol açabileceği bilinmektedir.

Simmental ve Şarole ırkı buzağıların bakır ihtiyacı diğer ırklara göre daha fazladır. Manganez eksikliğinde ise beslenmeye bağlı cücelik yani uzun kemiklerin kısa kalması sorunu ortaya çıkar.

Selenyum ve E vitamini eksikliğinde ise buzağılar kalp kası sorunlarıyla karşı karşıya kalırlar.

Makrominerallerden fosfor eksikliği ve vitaminlerden D vitamini eksikliği raşitizma ile kendini gösterir. Fosfor-kalsiyum dengesizliği de aynı hastalığın ortaya çıkmasına sebep olur. Kuru dönemde pancar, şeker pancarı ve hayvan (yem) şalgamı ile beslenen ineklerin buzağılarında raşitizmaya daha fazla rastlandığı bildirilmektedir. İyot eksikliği ise guatr hastalığına yol açar. İyot eksikliği olan buzağıların immun sistemleri zayıf kalır. Hastalıklara daha yatkın hale gelirler.

B grubu vitaminlerin de buzağıların gelişmesinde önemli etkileri vardır.

Annelerin kuru dönemde nakliyesi söz konusu olmuş ise, stresli günler geçirmişler ise yavruların B grubu vitaminleri ve özellikle Niacin (Niyasin) ile desteklenmeleri önerilir.

Aminoasitler tüm canlılar için, özellikle yavrular için çok önemlidir. Aminoasitler içerisinde buzağılar yönünden Arginin, lizin, metiyonin (methionine), glutamine ve glisin özel önem taşırlar.

Gelişme, büyüme için bu aminoasitlerle buzağıların desteklenmesi çok yararlı olur.

Koruyucu hekimlik:

Yukarıda sözünü ettiğim gibi annelerin kuru döneminden başlayarak eksiksiz beslenmelerine, stres yaşamamalarına özen gösterilmelidir.

Annelerden yavrulara yuvarlak kurtlar (parazitler) geçebilir. Yeni doğmuş bir yavruda bu parazitler gıdalara ortak olurlar. Buzağıların gelişmesi yavaşlayabilir. Annelere kuru dönemin başında parazit mücadelesi yapılmalıdır.

Ülkemizde A,D,E vitaminleri ve selenyum+E vitamini enjeksiyonları eksiksiz olarak kullanılmaktadır. Bu alışkanlıklar elde edilmiştir. Ancak bunların uygulanması yeterli değildir. Çünkü buzağıların ihtiyaçlarının sadece bunlardan ibaret olmadığını biliyoruz. Yukarıda sayılan mineral, izmineral ve aminoasitlerle buzağıların desteklenmesi, hatta bu desteklerin annelerden başlayarak verilmeleri birçok sorunu engelleyecektir. Bu desteklerle buzağılar gürbüz ve hastalıklara dayanıklı olacaklardır. Sürüde kaliteli düvelere ve besiye uygun danalara sahip olmamız buzağıların beslenmelerinden geçmektedir.

Tahir S. Yavuz
Tahir S. Yavuz 1957 yılında Bursa’da doğdu. İlk ve orta öğrenimini Gemlik’te tamamlayan Yavuz, lise öğrenimini Bursa Erkek Lisesi’nde 1974 yılında tamamladı ve aynı yıl İstanbul Veteriner Fakültesi’nde öğrenimine başladı. 1979 yılında İstanbul Üniversitesi Veteriner Fakültesi’nden mezun oldu. 1983 yılı Nisan ayına kadar Bursa Hayvan Hastanesi’nde Veteriner Hekimlik, Uludağ Üniversitesi Veteriner Fakültesi’nde asistanlık yaptı. 1983-1988 yılları arasında Pınar Et’in kuruluş ve işletmesinde görev aldı. Pınar Et’te çalıştığı yıllarda tanıştığı meslektaşlarıyla 1988 yılında Ege Vet’i kurdu. 1988-1998 yılları arasında Amerikan Yemlik Tahıl Konseyi’ne danışmanlık hizmetleri verdi. Ege Vet Genel Müdürü olarak görev yaptı. Ata Fen ve Sürü Yönetimi şirketlerinin kuruluşunda yer alan Yavuz, mesleği ile ilgili olarak çok sayıda makalelerini 2009 yılında “Meslekte 30 yıl” ve 2014 yılında “Meslekte 35 yıl” kitaplarında topladı ve yayınladı. Daha sonra 12 adet kitabı yayınlandı. Mesleğiyle ilgili gazetelerde, dergilerde, internette köşe yazıları halen yayınlanmakta ve çeşitli TV programlarında bilgilerini paylaşmaktadır. Yurtiçinde ve yurtdışında birçok mesleki örgüte üye olan Yavuz, bir dönem İzmir Ticaret Odası Meclis Üyeliği yapmıştır. SETBİR Yönetim Kurulu Üyeliği görevini yürütmektedir. Yavuz, VİSAD, İZSİAD, İzmir Tarım Grubu ve TAGYAD üyeliklerini de sürdürmektedir. Yavuz, Veteriner Hekim Dr. Nuran Yavuz ile evlidir.

    İlgili başlıklar

    Yorum yapın

    E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir