Milli Park
TEMA, “Kararın Uludağ’dan Yana Gelmesini Bekliyoruz!” başlığı ile duyurmuştu… 6 Şubat’ta malum büyük depremi yaşadık, sonra 14 Mayıs’ta seçim kararı alındı. Dolayısıyla basın yayın organlarında da hak ettiği ilgiyi görmedi. Üzerinde konuşulması ve tartışılması gerekirdi diye düşünüyorum…
Uludağ’ın korunması, geliştirilmesi, tanıtılması ve farklı kurumlara ait planlama yetkilerinin Uludağ Alan Başkanlığında toplanmasını öngören Uludağ Alanı hakkında kanun teklifi ile ilgili bir paylaşımdı. “Bu teklif kanunlaşırsa; Uludağ Alanı’nda korunması gereken taşınmaz kültür ve tabiat varlıklarına ilişkin yapılacak her tür plan, proje, uygulama, iş ve işlemler Uludağ Alan Komisyonu kararları uyarınca yürütülecek” diye kanun teklifi hakkında da kısa bir açıklama yapmıştı. Kısaca, “Uludağ, milli park statüsünden çıkarılacak” diyordu TEMA…
Uludağ 1961 yılında milli park ilan edildi. Milli park, “bilimsel ve estetik bakımdan, milli ve milletlerarası ender bulunan tabii ve kültürel kaynak değerleri ile korunma, dinlenme ve turizm alanlarına sahip tabiat parçaları” olarak tanımlanıyor.
TEMA, Uludağ’ın milli park statüsünden çıkarılmaması gerektiğinin altını çizmiş ve şöyle bir çağrıda bulunmuştu: “Uludağ Milli Parkı; yüzde 7,1’i karaçam, göknar, kayın, kestane ve meşe ağaçlarından oluşan bir orman örtüsüne sahiptir. Aynı zamanda Bursa’ya içme suyu sağlayan barajları, dereleri, yer altı sularını besleyen bodur ardıç ve Alpin çayırlarla kaplıdır. 33’ü Uludağ endemiği, 138’i Türkiye endemiği olmak üzere tespit edilmiş, 1.320 türe ev sahipliği yapmaktadır. Bölgedeki doğal varlıklar üzerinde halihazırda önemli bir tehdit olan turizm baskısını daha da artıracak bir kanun tasarısı belirsizliği ve birçok riski de beraberinde getirecektir. TEMA Vakfı olarak bölgedeki tüm doğal varlıkların korunması ve kamu yararı ilkesi gereği Uludağ’ın koruma kalkanı olan Milli Park statüsünün kaldırılmaması gerektiğini bir kere daha söylüyoruz. Karar vericilerin bu hassasiyetle davranarak, kanun teklifine HAYIR oyu vermesini talep ediyoruz.”
Hayır oyu çıkmadı; teklif, Ocak ayında kanunlaştı… İnsanın aklına ister istemez Kaz Dağları geliyor… İnsanın aklına ister istemez tarım arazilerine kurulan termik santraller geliyor, çimento fabrikaları geliyor, organize sanayi bölgeleri geliyor, şehir hastaneleri geliyor, Atatürk Orman Çiftliği geliyor…
Bursa Milletvekili Sayın Orhan Sarıbal, son 20 yılda toplam 93 milyon ton buğday ithal ettiğimizi ve bu ithalat için 26 milyar dolar ödediğimizi; buğday ekim alanlarının da 93 milyon dekardan 66,3 milyon dekara düştüğünü açıkladı. Diğer bir anlatımla buğday ekim alanlarımız 26,7 milyon dekar azalmış… Sayın Sarıbal, bu azalmanın bir sonucu olarak Türkiye’nin buğday üretim kapasitesinin 20 milyon ton barajına takılıp kaldığını söylüyor ve şöyle devam ediyor: “Ülkemizin ihtiyacını karşılamak ve ihracat yapmak için 30 milyon ton buğday üretmemiz gerekmektedir. Geçen yıl 8,9 milyon ton buğday ithalatı ile dünya buğday ithalatında üçüncü olmuştuk. Bu yılın ilk çeyreğinde ithal edilen buğday miktarı geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 36 oranında artarak 3,1 milyon ton olarak gerçekleşti.”…
Ekonomist Sayın Dr. Murat Kubilay, TÜİK verilerinden derlediği hesaplamaya dayanarak, son 5 yılda fiyatı en çok artan 40 üründen 25’inin gıda ürünü olduğunu belirtti. Sayın Dr. Kubilay’ın hesabına göre fiyatı en çok artan ürün yüzde 553,11 ile süt. Sütü yüzde 547,34 ile makarna, yüzde 500,57 ile dana eti, yüzde 476,78 artış ile kümes hayvanları eti takip ediyor. Diğer süt ürünlerinin artış oranı ise yüzde 471,74…
Yıllar geçtikten sonra kaybettiklerimizin büyüklüğü ve kaybettiklerimizin sonuçları karşısında şaşırıyoruz, üzülüyoruz… Başlangıçta küçük ve önemsiz görünen tavizlerin, sessiz kalmaların, zamanında gösterilmeyen tepkilerin sonuçlarıdır bunlar. Damlaya damlaya göl olur… Dün bir tarlayla, bir mahalleyle başlamıştı, bugün bir Milli Park ile devam ediyor… Sonunun nereye varacağı gidişattan belli… Beklememeliyiz, gerekli tedbirleri derhal almalıyız… Tıpkı Ulu Önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün 104 yıl önce Samsun’a çıktığı gibi…
19 Mayıs Atatürk’ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramımız kutlu olsun…