Köşe Yazısı

Koyun ve Keçilerin Gangrenli Meme Yangıları

Meme yangıları (mastitis) sürülerin önemli sorunlarının başında gelir. Büyük ekonomik kayıplara yol açar. Bunlar içerisinde gangrenli mastitisler ise daha kötü sonuçlara yol açmaktadır.

Gangrenli mastitiste meme dokusunda kan akışı kısıtlanır. Meme mor, mavi bir renk alır. Hatta kararır ve bazen de gangrenli doku diğer dokulardan ayrılarak düşer.

Gangrenli mastitiste koyun ya da keçiler topallamaya başlarlar.

Yabancı literatürde gangrenli mastitise “blue bag” yanı “mavi torba” adını veriyorlar. Kan gitmeyen meme dokusu yıkımlanıyor ve soğuk bir hale geliyor.

Gangrenli mastitis ya da diğer adıyla nekrotik mastitis ile karşılaştığımızda çoğunlukla sebep Staphylococcus aureus ve Mannheimia haemolytica adı verilen hastalık yapıcı mikroorganizmalardır.

Bazen, daha az olmakla birlikte, gangrenli mastitislerde E.coli, koagülaz negatif staphylococlar (KNS) adı verilen Staphylococcus aureus olmayan stafh. bakterileri, örneğin; Staphylococcus haemolyticus da sebepler arasına katılabilir. Nadiren Clostridium perfringensin de sorun çıkardığı vakalar olmuştur. Ancak; 2 önemli mikroorganizma, Staphylococcus aureus ve Mannheimia haemolytica, gangrenli meme yangılarında çoğunlukla karşımıza çıkmaktadır.

Bu iki mikroorganizmanın hastalık yapma güçleri (patojenite) çok yüksektir. Staphylococcus aureus biofilm oluşturan bakteridir. Vücuda çok zarar verir. Staphylococcus aureus ile enfekte koyunların yavruları daha zayıf olurlar. Büyümede geri kalırlar. Meme dokusuna girdiğinde hızla çoğalan Staphylococcus aureus kendisiyle savaşmaya gelen akyuvarlar üzerinde toksik etki yapar (Leucotoxic etki). Sütte somatik hücre sayısını yükseltir. Plasmin enzimi aktivitesini yükselttiği için sütün kalitesi bozulur. Özellikle peynir yapımında sorunlar ortaya çıkar. Erken bozulma, acılaşmış tad gibi problemlere yol açar.

Gangrenli mastitise yol açan diğer bakteri Mannheimia haemolytica da meme dokusuna yerleştiğinde toksin salgılayarak (Leucotoxic etkisiyle) akyuvarları öldürür. Hızla meme dokusunda çoğalarak nekroza (doku yıkımlanmasına) yol açar.

Pasteurella haemolytica (Mannheimia haemolytica) koyun ve keçilerde önemli bir mastitis etkenidir. Bulaşma solunum yolu enfeksiyonu geçiren kuzu veya oğlaklar sebebiyle olmaktadır.

Kuzu ya da oğlakların boğaz bölgesine, bademciklerine, ağızlarına yerleşen Mannheimia haemolytica etkenleri emme sırasında annelerine bulaşıyor. Meme dokusunda hızla çoğalan Mannheimia bakterileri akyuvarlara leucotoxic etkileriyle imha ederek hayvanın savunma gücünü kırıyor. Şiddetli bir mastitise yol açıyor. Meme dokusunun yıkımlanması sonucunda “gangrenli mastitis” dediğimiz meme yangısı ortaya çıkıyor.

Gangrenli mastitisin tedavisi, ancak çok erken antibiyotik ve yangı giderici ilaçlarla müdahale edildiğinde, mümkün olabilir. Çoğunlukla tedaviden olumlu sonuç alınamaz. Zaten Staphylococcus aureus’a karşı etki edebilen antibiyotikler neredeyse hiç kalmamıştır. En doğrusu koruyucu hekimlik uygulamalarıdır.

Koruyucu hekimlikte ilk akla gelen kuru-temiz ortamdır. Sıkışık, kalabalık, pis ve ıslak ortamlar mastitise yatkınlık oluşturur. Ayrıca besleme hataları, özellikle enerji yetmezliği ve izmineral eksiklikleri olan annelerde mastitis görülme sıklığı artmaktadır.

Pasteurella (Mannheimia haemolytica) mastitislerinin koruyucu hekimliğinde en önemli nokta kuzu ve oğlakların solunum yolu enfeksiyonlarına karşı aşılanmalarıdır. Kuzu ve oğlakların solunum yolu enfeksiyonlarından korunmaları aynı zamanda annelerine emme esnasında mastitis etkenlerini (Mannheimia haemolytica) bulaştırmalarını önleyecektir.

Staphylococcus aureus ve diğer staphylococlar için koruyucu hekimlik, yukarıda yazdıklarıma ek olarak, sağımcıların eldiven kullanması ile mümkün olur. Sağımcıların elleri bulaşmaya yol açar. Kesinlikle eldiven kullanmak yararlı bir uygulamadır. Tabii ki aşılama yani mikroorganizmalarla vücudu tanıştırarak hayvanın hazırlıklı olmasını sağlamak koruyucu hekimlik yönünden faydalı uygulamalardan biridir.

Tahir S. Yavuz
Tahir S. Yavuz 1957 yılında Bursa’da doğdu. İlk ve orta öğrenimini Gemlik’te tamamlayan Yavuz, lise öğrenimini Bursa Erkek Lisesi’nde 1974 yılında tamamladı ve aynı yıl İstanbul Veteriner Fakültesi’nde öğrenimine başladı. 1979 yılında İstanbul Üniversitesi Veteriner Fakültesi’nden mezun oldu. 1983 yılı Nisan ayına kadar Bursa Hayvan Hastanesi’nde Veteriner Hekimlik, Uludağ Üniversitesi Veteriner Fakültesi’nde asistanlık yaptı. 1983-1988 yılları arasında Pınar Et’in kuruluş ve işletmesinde görev aldı. Pınar Et’te çalıştığı yıllarda tanıştığı meslektaşlarıyla 1988 yılında Ege Vet’i kurdu. 1988-1998 yılları arasında Amerikan Yemlik Tahıl Konseyi’ne danışmanlık hizmetleri verdi. Ege Vet Genel Müdürü olarak görev yaptı. Ata Fen ve Sürü Yönetimi şirketlerinin kuruluşunda yer alan Yavuz, mesleği ile ilgili olarak çok sayıda makalelerini 2009 yılında “Meslekte 30 yıl” ve 2014 yılında “Meslekte 35 yıl” kitaplarında topladı ve yayınladı. Daha sonra 12 adet kitabı yayınlandı. Mesleğiyle ilgili gazetelerde, dergilerde, internette köşe yazıları halen yayınlanmakta ve çeşitli TV programlarında bilgilerini paylaşmaktadır. Yurtiçinde ve yurtdışında birçok mesleki örgüte üye olan Yavuz, bir dönem İzmir Ticaret Odası Meclis Üyeliği yapmıştır. SETBİR Yönetim Kurulu Üyeliği görevini yürütmektedir. Yavuz, VİSAD, İZSİAD, İzmir Tarım Grubu ve TAGYAD üyeliklerini de sürdürmektedir. Yavuz, Veteriner Hekim Dr. Nuran Yavuz ile evlidir.

    İlgili başlıklar

    Yorum yapın

    E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir