Köşe Yazısı

Kavruk

Bu sıfat özellikle süt sığırcılığı ile uğraşan çiftlik sahiplerinin normalden geri kalan buzağıları, danaları ya da düveleri için çok kullanılıyor. Bana da çok sorulan sorulardan biri.

Kavruk kaldı, küçük kaldı. Bodur kaldı. İyi gelişmedi, olması gereken boyda ve kiloda değil.” Sorunlar bu şekilde anlatılıyor. Sorular bu şekilde geliyor.

Buzağıların ve düvelerin ya da danaların olması gerekenden daha küçük olmalarının birçok sebebi var.

Kavruk buzağılar ilerde iyi bir besi danası ya da verimli bir düve olamıyorlar. Düveler belli boya ve cidago yüksekliğine daha geç ulaşıyorlar, gebe kalmaya hazır hale gelemiyorlar. Çiftliğin geleceği tehlikeye giriyor. İşletme düvenin vereceği yavruya ve süte geç kavuşuyor.

Zaten buzağıların bir kısmını, ne yazık ki, septisemiden daha doğar doğmaz kaybediyoruz. Halbuki buzağıları septisemiden kaybetmemek için neler yapmamız gerektiğini artık tam olarak biliyoruz. Yeter ki gerekenleri tam olarak uygulayalım.

Buzağılar ishal ve öksürük sebebiyle de ölüyorlar. Ölmezlerse bile “kavruk” kalıyorlar. Bu sorunlarla ilgili de koruyucu hekimlik yöntemlerini tam olarak uygularsak böyle kayıplar yaşamayacağız.

Buzağıların, düve ya da danaların “kavruk”, “çelimsiz” kalmalarına yol açabilecek olan sebepleri sıralayalım;

Omphalitis, omphalophlebitis (göbek yangıları), bazen peritonitis (karın zarı yangısı), arthritis (eklem yangısı), polyarthritis (çoklu eklem yangısı), ısı stresi, soğuk stresi, nekrotik bağırsak yangısı (enteritis), solunum sıkıntısı, parazitler, eksik besleme, kalitesiz buzağı maması, buzağının yeterince ağız sütü (kolostrum) alamamış olması, konforsuz barınaklar, havalandırmasız ahırlar, düşük enerji, düşük protein, sütün veya buzağı mamasının miktar olarak yetersiz verilmesi, vitamin, aminoasit, mineral ve izmineral eksiklikleri.

Görüldüğü gibi sebepler listesi çok uzun.

Bu kadarla kalmıyor. Buzağı sağlığı anneden başlar. Annelerin kötü beslenmeleri, annelerdeki eksiklikler, annelerin stresli ve hastalıklı ortamlarda bulunmaları yavruları da kötü yönde etkiler. Aslında genel olarak bakarsak, gürbüz buzağılardan ileride verimli inekler elde edileceği gibi, sağlıklı, iyi, beslenmiş ineklerden de gürbüz buzağılar elde edilir. Yani sağlıklı buzağılar sağlıklı annelerden doğar.

Yukarıda saydığımız listede “parazitler” den de söz ettik. Anneler kuruya ayrılırken parazit mücadelesi yapılmalı, kıl kurdu, solucan tipi yuvarlak kurtlara karşı bir antiparaziter ilaç kullanılmalıdır. Çünkü yuvarlak kurtlar (nematodlar) annelerden rahim ve süt yoluyla yavrulara geçebilir. Gerekenler yapılmazsa yavru doğduğu gün parazitli olabilir.

İyi beslenememiş, özellikle kuru dönemde yanlış beslenmiş ineklerin yavrularına verdikleri ağız sütleri de (kolostrum) kalitesiz olur. Yani annelerden başlayan bir “özen” söz konusu olmalı.

Buzağılara kesinlikle mastitisli süt, görünüşü, yapısı anormal olan süt içirilmemelidir. Hastalıklı bir annenin sütü yavruya verilmemelidir.

Buzağıların protein kaynaklarını ABD’de kesinlikle soya fasulyesi küspesi veya keten tohumu küspesi gibi zengin aminoasitler bulunduran küspelerden elde ediyorlar. Buzağı başlangıç yemlerinde bu iki küspe dışında pamuk tohumu küspesi ve ayçiçeği tohumu küspesi gibi küspeler kullanılmıyor. Onlar daha ilerideki aylarda kullanılıyor. Ama buzağı başlangıç yemlerinde değil.

Buzağılar konforlu, iyi havalandırmalı, kuru ve temiz yerlerde bakılmalıdırlar. Buzağı barınakları bol altlıklı olmalı, altlıklar sık sık kaldırılıp, temizlenmelidir. Büyüklerle buzağılar aynı ortamda olmamalı, amonyak, metan gazı ile kirlenmiş ortamlarda bulundurulmamalıdırlar.

Buzağılar solunum yolu enfeksiyonuna çok hassastır. Özellikle sütten kesme dönemi stresinin ardından öksürmeye başlarlar. O yüzden sütten kesme döneminin önemli bir “stres” dönemi olduğuna inanarak o günlerde buzağıları aminoasitlerle, izminerallerle desteklemek şarttır.

Göbekten giren mikroorganizmalarla meydana gelen omphalitis (göbek yangısı) ve arthritis (eklem yangısı) buzağılar için yaşamlarının başında karşılaştıkları en büyük sorunlardır.

Sırasıyla, annelere aşı, doğan yavruların göbeklerinin iyotlu bir solüsyonla dezenfeksiyonu, bu uygulamanın 2 saat sonra tekrarı, doğan buzağıya derhal hazır antiserum enjeksiyonu, buzağının eksiksiz olarak ağız sütü içmesinin sağlanması kesinlikle ihmal edilmeden yapılması gereken işlemlerdir.

Anne karnındaki buzağıların sağlıklarıyla ilgili 2 önemli “cücelik”ten söz edebiliriz. Bunlardan biri “dwarfism” denilen kalıtsal bir sorundur. Ancak yıllar içerisinde bu tip kalıtsal sorunlar genomics teknolojisi sayesinde gayet azalmıştır.

Diğeri beslemeye bağlı “cücelik”tir.

Chondrodystrophy adı verilen, manganez (mangan) eksikliğine bağlı olarak buzağıların uzun kemiklerinin kısa kalması ile ilgili bir anormallik ortaya çıkabilir.

Demek ki; annelerden başlayarak izmineral eksikliklerine meydan vermeyecek şekilde takviyeler yapılması önemli bir koruyucu hekimlik hizmetidir.

Özet olarak hayvancılık bir bütündür. Anne sağlığı, buzağı sağlığı, çevre sağlığı konusunda her şey doğru yapılmalı, ihmallere yer verilmemelidir. İhmaller her zaman sorun oluşturur.

Tahir S. Yavuz
Tahir S. Yavuz 1957 yılında Bursa’da doğdu. İlk ve orta öğrenimini Gemlik’te tamamlayan Yavuz, lise öğrenimini Bursa Erkek Lisesi’nde 1974 yılında tamamladı ve aynı yıl İstanbul Veteriner Fakültesi’nde öğrenimine başladı. 1979 yılında İstanbul Üniversitesi Veteriner Fakültesi’nden mezun oldu. 1983 yılı Nisan ayına kadar Bursa Hayvan Hastanesi’nde Veteriner Hekimlik, Uludağ Üniversitesi Veteriner Fakültesi’nde asistanlık yaptı. 1983-1988 yılları arasında Pınar Et’in kuruluş ve işletmesinde görev aldı. Pınar Et’te çalıştığı yıllarda tanıştığı meslektaşlarıyla 1988 yılında Ege Vet’i kurdu. 1988-1998 yılları arasında Amerikan Yemlik Tahıl Konseyi’ne danışmanlık hizmetleri verdi. Ege Vet Genel Müdürü olarak görev yaptı. Ata Fen ve Sürü Yönetimi şirketlerinin kuruluşunda yer alan Yavuz, mesleği ile ilgili olarak çok sayıda makalelerini 2009 yılında “Meslekte 30 yıl” ve 2014 yılında “Meslekte 35 yıl” kitaplarında topladı ve yayınladı. Daha sonra 12 adet kitabı yayınlandı. Mesleğiyle ilgili gazetelerde, dergilerde, internette köşe yazıları halen yayınlanmakta ve çeşitli TV programlarında bilgilerini paylaşmaktadır. Yurtiçinde ve yurtdışında birçok mesleki örgüte üye olan Yavuz, bir dönem İzmir Ticaret Odası Meclis Üyeliği yapmıştır. SETBİR Yönetim Kurulu Üyeliği görevini yürütmektedir. Yavuz, VİSAD, İZSİAD, İzmir Tarım Grubu ve TAGYAD üyeliklerini de sürdürmektedir. Yavuz, Veteriner Hekim Dr. Nuran Yavuz ile evlidir.

    İlgili başlıklar

    Yorum yapın

    E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir